Saklanmayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Çönkü öcü saklanmayı seviyor.
Robert, hepimiz bu gibi durumlarda banyoya saklanmayı sevdiğini biliyoruz.
Ama sizi temin ederim ki sevgili Özgürlük Aşıkları… …asla saklanmayı başaramayacak.
Federaller onunla konuşmak istemiş, o ise saklanmayı istemiş.
Yine de önceki gemimizi ikiye ayıran kişilerden saklanmayı başardık.
Tony, şaklabanlığının arkasına saklanmayı sever.
Daha ne kadar burada saklanmayı düşünüyorsun?
Kes artık gözlüğün arkasında saklanmayı.
Ben bir kutucücesiyim ve saklanmayı bıraktım.
Kertenkele gibi çalılıklarda saklanmayı.
Her suçlu karanlıkta saklanmayı sevmiyor demek.
Cumartesi onun kamyonunun arkasında saklanmayı planlıyordum.
Ben kutu cücesiyim, saklanmayı bıraktım.
Ya da başını belaya sokup rozetinin arkasına saklanmayı huy edinmiş.
İyi ki bana saklanmayı öğrettin.
Eğer mümkünse, en iyi hamle, saklanmayı imkansız kılmaktır.
Bazen inatçı olabilir ve olması gerektiğinde saklanmayı reddedebilir.
Küçük çocuklar mağaralarda oynamayı ve farklı yerlerde saklanmayı sever.
Bu oldukça utangaç bir balıktır ve saklanmayı sever.
Malki onların altına saklanmayı sever.