SALLAR - Almanca'ya çeviri

schüttelt
sallamak
sıkmak
sıkışmak
çalkalayın
sallanarak
sallama
titriyor
sıkacaksın
wedelt
sallamak
sallar
Shakes
sallar
milkshake
schütteln
sallamak
sıkmak
sıkışmak
çalkalayın
sallanarak
sallama
titriyor
sıkacaksın
rütteln
sallar
değiştiremez
Flöße
salı
sal

Sallar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Gözleri oynardı. Tasmayı çekince kuyruk sallar.
Und die Augen bewegen. Der konnte mit dem Schwanz wedeln.
Muhtemelen sürekli beni eleştirip İncili suratıma sallar.
Sie wird über mich urteilen und mir ihre Bibel ins Gesicht wedeln.
Her resepsiyondan önce sallar.
Vor jedem Empfang geschüttelt.
Kör adam sallar güzel bir çocuğu.
Gestreift vom Schatten der Toten schaukelt der Blinde ein hübsches Kind.
Kılıcını sallar, ama vuramaz.
Sein Schwert wird niedersausen, aber nicht zuschlagen.
yeri göğü sallar söndürür yıldızları.
lässt den Himmel erzittern und löscht die Sterne aus.
Eğer küçük bir dağ Aya çarparsa… uydularımızı bir çan gibi sallar.
Wie eine Glocke schwingen. Falls ein kleiner Berg.
Enerjiyi artırmak için kullanılırlar( kafeini unut- bu şeyleri sallar!).
Sie werden verwendet, um Energie zu steigern(vergessen Sie Koffein- dieses Zeug rockt!).
Kediler saldırmadan önce niçin popo sallar?
Warum wackeln Katzen mit dem Po bevor sie angreifen?
onun melodik şarkısı, sabahları, şehirlerin kalbine sallar.
sein melodisches Lied rocken unseren Morgen in die Herzen der Städte.
Manyak havada hassas belgeleri sallar.
Maniac bewegt sensible Dokumente in der Luft.
Rüzgar yolda yanlamasına duran oluklara vurur ve oluklar şasiyi korkunç şekilde sallar.
Der Wind macht Rillen in den Weg. Dadurch vibriert das Fahrgestell.
Annem bilerek kocası dönmeden önce bir yudum alır ve sallar.
Mama nickt wissentlich und nimmt einen schluck, bevor sie sich an ihren mann wendet.
Köpekler mutlu olduklarında ise kuyruğunu sallar.
Aber wenn Hunde fröhlich sind, wedeln sie mit dem Schwanz.
tahta palanın sallar dururdun.
den hölzernen Krummsäbel geschwungen.
Orada annem bir taşa oturur ve kafasını sallar.
Da sitzt meine Mutter auf einem Stein und wackelt mit dem Kopfe.
Bebekler Kafasını Neden Sallar.
Warum Babys ihren Kopf stoßen.
Bilgisayar çökerken, insan kafasını sallar, güler ya da ağlar
Während der Computer abstürzt, schüttelt der Mensch den Kopf,
kızgın zaman growls ve sallar kuyruk zaman memnun.
er wütend ist, und wedelt mit dem Schwanz, wenn es uns ist.
Köpeğiniz hala bir kemik gibi kuru iken bir manyak gibi onların kürk sallar 5 neden.
Gründe, die Ihr Hund noch wie ein Maniac ihr Fell schüttelt, wenn sie trocken wie ein Knochen sind.
Sonuçlar: 57, Zaman: 0.046

Farklı Dillerde Sallar

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca