Samar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Samarın istediği buydu değil mi?
Das will Samar, richtig?Seni buraya Samarı bulman için getirdim, çantayı kovalaman için değil.
Du sollst Samar finden, nicht dem Seesack hinterherjagen.Onu çalarsam Samarı bulmamıza… yardım edeceğini söyledi, ben de yaptım.
Er wollte helfen, Samar zu finden… wenn ich sie stahl.Onu Samara vermek istiyorum.
Dieser Ring… Ich will ihn Samar schenken.Samarı hâlâ bulamadık.
Wir haben Samar noch nicht.Onu çalarsam Samarı bulmamıza… yardım edeceğini söyledi, ben de yaptım.
Wenn ich sie stahl. Er wollte helfen, Samar zu finden.Ressler ve Samarı oraya gönder.
Schicken Sie Ressler und Samar hin.Samarla Aramı getireyim.
Ich hole Samar und Aram.Samarı gördünüz mü?
Habt ihr Samar gesehen?Bak… Samarın niye veda etmediğini anlıyorum.
Ich verstehe, warum Samar sich nicht verabschiedete.Ekibe katılması Samarın yerini aldığı anlamına gelmez.
Sie ersetzt doch nicht Samar im Team.Çünkü bana Samarın değil benim yerimi almak için gelmiş gibi geliyor.
Denn wenn sie nicht Samar ersetzt, dann vielleicht mich.Samarın onu ne yapacağına dair ne bilebilirdi ki?
Was könnte Samar wissen, damit ihr Geheimdienst sie umbringen lässt?Çünkü Samarın yerini alıyormuş gibi gelmiyor.
Sie ersetzt doch nicht Samar im Team.Biliyor musun, Samarın neden hoşça kal demediğini anlıyorum.
Wissen Sie… Ich verstehe, warum Samar sich nicht verabschiedete.Samara ve ben şimdi oraya gidiyorduk.
Samar und ich fahren hin.Samarı, Aramı… seni.
Auch Samar. Aram.- Sie.Samarın daireleri, otele 800 metre uzaklıktadır.
Die Apartments des Samar befinden sich 800 m vom Hotel entfernt.Samara ve ben şimdi oraya gidiyorduk.
Samar und ich machen uns auf den Weg.Milyon dolar değerinde beni Samara götürmen için.
Im Wert von $60 Millionen, damit Sie mich zu Samar bringen.
