Soğuk suya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ben de soğuk suya atlamış gibi oldum.
Ich bin auch ins kalte Wasser gesprungen.O, soğuk suya gitti yatırdı ve bağırmaya başladı.
Sie ging in das kalte Wasser, legte sich und fing an zu schreien.Tom soğuk suya atladı.
Ins kalte Wasser gesprungen.Soğuk suya tahammül ediyorlar, hatta bazıları yaz aylarında bahçede bir havuzda tutuyor.
Tom soğuk suya atladı.
Sie sprangen ins kalte Wasser.Tom soğuk suya atladı.
Waren ins kalte Wasser gesprungen.Soğuk suya dalmayı severim.
Ich springe gern ins kalte Wasser.Ayaklar soğuk suya.
Die Füße im kühlen Wasser.Onlar soğuk suya aittir, balıklar normal oda sıcaklığında harika hissediyorlar.
Sie gehören zum Kaltwasser, die Fische fühlen sich bei normaler Raumtemperatur gut an.Tom soğuk suya atladı.
Bin ins kalte Wasser gesprungen.Akarsuya atlamak, soğuk suya girmek cesaret ister.
Man braucht Mut, ins kalte Wasser zu springen.Soğuk Suya Alışmak!
Kalte Wasser gewöhnen!Bu fikri bulabildiğim kadar soğuk suya batırmak istiyorum” diye konuştu.
Tom soğuk suya atladı.
Er sprang in das kalte Wasser.Haşladıktan sonra soğuk suya tutman gerekiyor.
Man muss sie nach dem Kochen mit kaltem Wasser abschrecken.Soğuk suya alıştığın gibi, değil mi?
Wie hast du dich ans kalte Wasser gewöhnt?İngilizce tom soğuk suya atladı. nasil derim.
Es war ein Sprung ins kalte Wasser, wie man Yüzümü soğuk suya daldırıp susuzluğumu gidermeme ne kadar var?
Wie lange, bis ich mein Gesicht ins kalte Wasser tauchen und meinen Anteil trinken kann?Bir kova dolusu bulabileceğin en soğuk suya ihtiyacım var.
Ich brauche einen Eimer Ihres kältesten Wassers.Eski samuray savaşçılarının her sabah başlarını soğuk suya soktukları bilinir.
Die alten Samurai kippten sich jeden Morgen einen Kübel kaltes Flusswasser über den Kopf.
