SOĞUK - Almanca'ya çeviri

kalt
soğuk
buz gibi
serin
soğukkanlı
üşümüş
soğuyor
Kälte
soğuk
soğukla
üşümek
kühl
serin
soğuk
soğukkanlı
soğumaya
havalı
Cold
soğuk
eiskalt
buz gibi
soğuk
donmuş
soğukkanlılık
havası buz gibi soğuktur
Erkältung
nezle
grip
soğuk algınlığı
üşütme
gekühlt
soğuk
soğutulmuş
des Kalten
soğuk
gekühlte
soğuk
soğutulmuş
kalte
soğuk
buz gibi
serin
soğukkanlı
üşümüş
soğuyor
kalten
soğuk
buz gibi
serin
soğukkanlı
üşümüş
soğuyor
kaltes
soğuk
buz gibi
serin
soğukkanlı
üşümüş
soğuyor
der Kalte
soğuk
den Kalten
soğuk
kühle
serin
soğuk
soğukkanlı
soğumaya
havalı
dem Kalten
soğuk
kühlen
serin
soğuk
soğukkanlı
soğumaya
havalı
kühles
serin
soğuk
soğukkanlı
soğumaya
havalı
eiskalte
buz gibi
soğuk
donmuş
soğukkanlılık
havası buz gibi soğuktur
eiskalten
buz gibi
soğuk
donmuş
soğukkanlılık
havası buz gibi soğuktur

Soğuk Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sizin için soğuk ve rutubetli tuttum.
Ich habe sie kühl und feucht gehalten für Sie.
İki havalı birader, iki soğuk bira… iki de ızgara mantar.
Ein paar coole Brüder, ein paar gekühlte Getränke… und ein paar gegrillte Champignons.
Soğuk El işte!- Evet!
Ja, Cold Hand ist super!
Bu değerli vaktimi Soğuk Savaşın bitimini izlemekle geçireceğim.
Ich sorge besser für ein Ende des Kalten Krieges.
Bu iğrenç soğuk( ya da grip) sonunda bitti.
Diese schlimme Erkältung(oder Grippe) ist endlich vorbei.
İster sıcak olsun ister soğuk.
Ob heiß oder kalt.
Soğuk kanıtı muhafaza eder.
Die Kälte konserviert die Beweise.
Biranın soğuk olmasına gerek yok ki.
Bier muss nicht eiskalt sein.
Bu soğuk salatalık çorbası.
Das ist gekühlte Gurkensuppe.
Kanı soğuk tutmazsam, bozulur. Klimam yok.
Ich muss mein Blut kühl halten. Das hat keine Klimaanlage.
Soğuk Nehir benim doğup büyüdüğüm yerdir.
In Cold River bin ich geboren und aufgewachsen.
Soğuk Savaş.
Des Kalten Krieges.
Soğuk, grip ya da daha ciddi bir şey.
Eine Erkältung, Grippe oder etwas ernster.
Uzay… Gerçekten de çok soğuk.
Es ist sehr kalt im Weltraum!
Soğuk süt.
Kalte Milch.
Eliniz çok soğuk doktor bey!
Ihre Hand ist eiskalt, Dottore!
Soğuk onların kanını kristalleştiriyor. Neden?
Warum? Die Kälte kristallisiert ihr Blut?
Burası biraz soğuk efendim'' mi demek istedin?
Du meinst:"Es ist etwas kühl hier, Sir?
Soğuk ve özel bir şey yok.
Nix besonderes und cold.
Ancak, soğuk kahve harika kendi tadı değildi.
Aber die gekühlte Kaffee schmeckte nicht toll auf Ihre eigenen.
Sonuçlar: 13806, Zaman: 0.0472

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca