TAKILMAK - Almanca'ya çeviri

abhängen
takılmak
bağımlı
bağlı
takılabilir miyim
rumhängen
takılmak
takılıp
takılacağım
takılabiliriz
istemiyorum
treffen
toplantı
buluşmak
tanışmak
görüşmek
görmek
buluşalım
karşılamak
buluşacak
vurmak
bleiben
kalmak
kalır
kalın
kalacak
kalıyor
kalabilir
kalıp
tutmak
kalacağız
dur
chillen
rahatlamak
takılmak
biraz dinlenmek
chill
sakin ol
aganiginin
rummachen
öpüşmek
sevişmek
takılmak
oynaşmak
yiyişmek
yiyişmek misin
abzuhängen
takılmak
bağımlı
bağlı
takılabilir miyim
rumzuhängen
takılmak
takılıp
takılacağım
takılabiliriz
istemiyorum
mit euch verbringen
onunla geçirmek

Takılmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hayatım boyunca hiç tanımadığım babam aniden ortaya çıkıp takılmak istedi. Ben.
Äh… ist grade aufgetaucht und will bleiben. Mein Vater, den ich noch nie im Leben gesehen habe.
Bu kızlar bizimle takılmak istiyor.
Diese Mädels wollen mit uns rummachen.
Her tatile çıktığımızda niye başka insanlarla… berâber takılmak istiyorsun?
Warum willst du dich im Urlaub immer mit anderen Leuten treffen?
Sizinle üst üste iki akşam takılmak istemedi.
Sie will nicht 2 Abende hintereinander mit euch verbringen.
Peki, ne var ne yok? Sadece takılmak.
Und, was ist so passiert?- Einfach nur chillen.
Onunla takılmak harika olurdu gerçekten.
Es wäre verdammt abgefahren, mit ihm abzuhängen.
Artık Dylanla takılmak yok. Gidip yemeğini ye!
Kein Rumhängen mehr mit Dylan! Geh essen!
Siz gerçekten benimle takılmak istiyorsunuz.
Ihr wollt wirklich mit mir abhängen.
Ölü bir bedenle niye takılmak zorundayım?
Warum muss ich bei der Leiche bleiben?
Eğer bir ezikle takılmak istiyorsam yaparım.
Wenn ich einen Loser treffen möchte, dann tue ich das.
Burada takılmak seni çıldırtıyor.
Hier abzuhängen macht dich blöd.
Biraz başka çocuklarla takılmak ona iyi gelir.
Es wird ihm guttun, mit anderen Kindern rumzuhängen.
Kaçık ailemle takılmak, kriyojenik dondurucuya düşmek. Çok korkunçtu.
Es war schrecklich. Mit meiner verrückten Familie rumhängen, in die Kryostasekammer zu fallen.
İşimi yapmak ve köpeklerle takılmak.
Arbeiten und mit Hunden abhängen.
Ama seninle takılmak istiyorum.
Ich will bei dir bleiben.
Onunla tekrar takılmak istiyorum.
Ich will ihn nur wieder mal treffen.
Seninle takılmak o kadar da kötü değildi.
Es war nicht so schlimm, mit dir abzuhängen.
Jacobla takılmak… kafanı bir takım şeylerden uzaklaştırmana yarıyor, değil mi?
Scheint dich ein bisschen abzulenken, oder? Mit Jacob rumzuhängen.
Hastanede takılmak zorunda bırakılan dört kişinin hikâyesi.
Von vier Leuten, die in einem Krankenhaus rumhängen müssen.
Ben arkadaşlarımla takılmak istedim.
Ich wollte mit Freunden abhängen.
Sonuçlar: 313, Zaman: 0.0202

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca