TAKILMAYA - Almanca'ya çeviri

abzuhängen
takılmak
bağımlı
bağlı
takılabilir miyim
rumzuhängen
takılmak
takılıp
takılacağım
takılabiliriz
istemiyorum
zum Abhängen
rumhängen
takılmak
takılıp
takılacağım
takılabiliriz
istemiyorum
abhängen
takılmak
bağımlı
bağlı
takılabilir miyim
zusammen
birlikte
beraber
hep birlikte
millet
hep beraber
bir araya
toplamından
birleştir
toplandı
biraraya
zu bleiben
kalmak
durmaya
tutmaya
kalıp
kalan

Takılmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Benimle takılmaya ne dersin?
Komm doch mit mir?
Onunla takılmaya devam ettiğin sürece sana da güvenemem.
Solange du dich mit ihm abgibst, trau ich dir nicht.
Doktora takılmaya devam et dedi.
Du sollst den Doc weiter verarschen.
En iyisi ben burada takılmaya devam edeyim. Belki yardım edebilirim.
Oder ich chille einfach hier drüben. Vielleicht kann ich denen helfen.
Biz de takılmaya gidelim mi?
Wir sollten auch ausgehen.
Hem sizinle takılmaya da niyetim yok.
Aber ich will auch nicht bei euch bleiben.
Neye takılmaya?
Captain Hook ile takılmaya utanıyor musun yoksa?
Beschämt weil du Captain Hook bumst?
Arkadaşını onunla takılmaya ikna et ama yetkin bir yaklaşımla.
Überreden Sie Ihren Freund, sich mit ihr abzufinden, aber mit einem kompetenten Ansatz.
O yüzden Britta ile takılmaya devam etmek istersen benim için sorun olmaz.
Daher ist es vermutlich in Ordnung, wenn du und Britta, du weißt schon, weiterhin rummachen wollt.
Ya da sıçanla takılmaya devam et.
Oder du triffst dich einfach weiter mit Opossums.
Carly o iki gerizekalıyla takılmaya başlamadan önceki zamanlar.
Bevor Carly mit diesen beiden Nulpen rumgehangen ist.
Babanın altılı bira paketiyle bodrumda… takılmaya ne oldu?
Was ist mit den guten alten Kellerparties, mit einem Sechserpack Bier?
Evet, yani bir erkeğin seninle tamamen normal bir yerde takılmaya çalışması falan?
Ja, dass einer versucht an völlig normalen Orten mit dir anzubändeln?
Rachel ve ben, Molly ve Megan ile takılmaya başladık.
Als wir letztes Jahr mit der Uni begannen, hingen Rachel und ich mit Molly und Meagan herum.
Claire, buralarda boş boş takılmaya fazla alışma derim.
Claire. Besser, du gewöhnst dich nicht zu sehr an das süße Nichtstun hier.
Güçlü güç ünitesi Audi TTye takılmaya benzer.
Ein 150-köpfiges Triebwerk ist ähnlich wie beim Audi TT zu installieren.
kötü bir kalabalıkla takılmaya başlar.
Drogen zu nehmen oder hängt mit einer schlechten Menschenmenge.
Bu casinoda oynarken ev bilgisayarının önüne takılmaya gerek yok.
Keine Notwendigkeit, beim Spielen in diesem Casino vor dem Heimcomputer hängen zu bleiben.
Ama dönünce ve burada takılmaya başlayınca.
Aber als ich zurückkam und angefangen habe, hier herumzuhängen.
Sonuçlar: 60, Zaman: 0.0628

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca