Tekme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bana da tekme gibi gelmişti.
Sonra bir kaçık gibi tekme ve yumruk atmaya başladı.
Vücuda yumruk, tekme, eğil!
Istemezsin! bir adamı sinirlendirmek… Kasıklarına içeriden tekme atabilecek.
Şimdi size yumruğunuzla tekme, ayağınızla da nasıl… yumruk atılacağını göstereceğim.
Jetzt zeige ich euch, wie man mit der Faust tritt und mit dem Fuß stößt.Beni kovalýyordu, bacaðýma tekme attý!
Er hat mich gejagt und gegen mein Bein getreten!Mükemmel bir serbest stil. Bir yumruk, tekme veya kısma.
Schlagen, treten oder zupacken. Ein perfekter Freestyle.Tamam. Ve tekme.
Okay. Und Kick.Yumruk yok, tekme de yok.
Man schlägt und tritt nicht.Hayvanlara yumruk veya tekme atılmamalıdır.
Die Tiere dürfen nicht geboxt oder getreten werden.Bütün vücudunu tek elin üstünde tutmalısın bu da tekme için iki bacağını açıkta bırakıyor.
Man muss den ganzen Körper auf einer Hand balancieren, dann hat man zwei Beine zum Treten.Başlangıç konumunu değiştirmek ve B5 dışarı GK tekme( kumar oynamak) topu var.
Ändern Sie die Startposition und die GK Kick(Punt) der Ball zu B5.Geceleri Kafes Tekme Bir Tavşan Dur Nasıl.
Wie man ein Kaninchen stoppt, das den Käfig in der Nacht tritt.Ama yumruk ve tekme de var.
Aber mit Boxen und Treten.Bu sadece bir tekme oldu.
Das war bloß ein Kick.Ama ben çocuklara tekme atan kalpsiz, ırkçı kameraman değilim.
Ich bin keine herzlose, Kamerafrau, die Kinder tritt.".Madden NFL: Mesajların arasında tekme.
Madden NFL: Treten zwischen den Pfosten.Wasabi ve hayalet biberler ile karşılaştırıldığında, çiğ soğan yeterli tekme sahip görünmüyor.
Im Vergleich zu Wasabi und Ghost Peppers scheint rohe Zwiebel einfach nicht genug Kick zu haben.Mideye tekme, bunu beğendim.
Tritt in den Bauch. Das gefällt mir.Jüpiter 2002- Thaniya Soi 2- Çok canlı ve burada tekme.
Jupiter 2002- Thaniya Soi 2- Sehr lebendig und hier treten.
