TUTMAM - Almanca'ya çeviri

halten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
Festhalten
tutmak
yakalamak
tutunmak
sıkı tutun
dayan
sımsıkı
zapt
alıkoymak
engagieren
tutmak
meşgul
kiralamak
işe
çalışmak
işi
angaje
halte
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
mich zurückhalten
einlösen
kullanabilirsiniz
tutmak
bozdurmak
yerine
redeem
nakte çevirmek
bozdururken
bewahren
korumak
kurtarmak
saklamak
tutmak
muhafaza
korurlar

Tutmam Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Çenemi tutmam için 50 bin dolar verdi. Ben-.
Ich weiß nicht… Sie gab mir 50 Riesen, damit ich meine Klappe halte.
Kurumamam için cildimi nemli tutmam lazım.
Ich muss meine Haut feucht halten, damit sie nicht austrocknet.
Ağzımı kapalı tutmam için bana bir yığın para verdiler.
Sie gaben mir haufenweise Geld, damit ich den Mund halte.
Ellerim o kadar güçlü ki bebek tutmam yasak.
Mit meinen Händen darf ich nicht mal Babys halten.
Ben kimsenin elini tutmam, biliyorsun.
Du weißt, ich halte keine Hände.
Eve dönmek istediğimde artık birinin elini tutmam gerekiyordu.
Um nach Hause zu kommen, musste ich eine Hand halten.
Bu pisliği canlı tutmam gerekiyor.
Ich muss diesen Scheißkerl am Leben halten.
Telefonu kullanmak için sürekli basılı tutmam gerekiyor.
Ich muss ihn ständig gedrückt halten, um das Telefon zu verwenden.
Bu çay poşetlerini kuru tutmam gerekiyordu.
Ich musste diese Teebeutel trocken halten.
Şu an sadece bizi hayatta tutmam gerek.
Jetzt muss ich uns am Leben halten.
Sana dün gece verdiğim sözü tutmam gerek.
Ich muss mein Versprechen halten.
Seni koçum olarak tutmam.
Wenn ich Sie als Coach engagiere.
Takımı elimde tutmam gerekiyordu!
Ich hätte das Team behalten sollen!
Seni hayatta tutmam zalimce görünmüyor mu?
Wirkt es grausam, wenn ich dich am Leben erhalte?
Çünkü onları tutmam. Hmm!
Weil ich sie nicht halte.
Seni hayatta tutmam zalimce görünmüyor mu? Şaşırtıcı.
Wirkt es grausam, wenn ich dich am Leben erhalte? Es ist verblüffend.
Ben yılanları tutmam, ama sonrasında seninkini tutarım.
Ich fasse keine Schlangen an, aber danach fasse ich deine an.
Bayım sizi burada tutmam söylendiği için buradasınız.
Sir, ich soll Sie hier bewachen.
Seni sağlıklı tutmam lazım Jimmy.
Du musst gesund bleiben, Jimmy.
Çocukları hayatta tutmam gerektiğini de düşünüyordum!
Ich dachte, ich sollte auch die Kinder am Leben erhalten!
Sonuçlar: 120, Zaman: 0.0442

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca