TUTTU - Almanca'ya çeviri

hielt
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
engagierte
tutmak
meşgul
kiralamak
işe
çalışmak
işi
angaje
beauftragte
görevlendirebilir
tutmak
işe almak
işe
atayacağız
nahm
almak
al
alır
alabilir
alacak
alıyor
alıp
götürmek
kabul
kullanmak
ergriff
almak
yakalamak
tutmak
geçmeden
ele geçirmek
yakalayın
halt
durak
dur
tut
durun
bekle
kes
tutun
kapa
dayan
kıpırdama
gehalten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
hält
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
hielten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
engagiert
tutmak
meşgul
kiralamak
işe
çalışmak
işi
angaje
engagierten
tutmak
meşgul
kiralamak
işe
çalışmak
işi
angaje
heuert
beauftragt
görevlendirebilir
tutmak
işe almak
işe
atayacağız

Tuttu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Halası onu bulmam için tuttu beni.
Seine Tante heuerte mich an, um ihn zu finden.
Seni öldürmem için beni tuttu.- Yalan söylüyor.
Sie beauftragte mich, Sie zu töten.- Er lügt.
Bir dolar tuttu.
Halt, einen Dollar!
Ayağa kalktı ve kızın omuzlarını tuttu.
Sie stand auf und nahm das Mädchen an den Schultern.
Magee düzen tuttu ve insanların günlük yaşam meşgul.
Magee gehalten Ordnung, und die Menschen im Alltag beschäftigt.
Nacho, çekici rolünü oynaması için birini tuttu.
Nacho engagierte einen Mann, der den Mechaniker spielt.
Onları ayrı tuttu.
Er hielt das getrennt.
Seni ve motosikletli dostlarını kim tuttu?
Wer heuerte Sie und Ihre Kumpels an?
Ve ablasının cesedini bulmanız için sizi tuttu.
Und dieser kleine Bruder beauftragte Sie, die Leiche.
Işığı kağıda tuttu.
Licht nahm das Papier.
Başka bir deyişle, büyü tuttu.
Mit anderen Worten Magie halt.
Dikişler tuttu ve geri geldi!
Die Naht hält, und es schlägt wieder!
Sahibi boyunca mükemmel iletişimi tuttu ve hatta ücretsiz bize ekstra bir gece sundu.
Besitzer gehalten ausgezeichnete Kommunikation in und bot uns sogar eine zusätzliche Nacht kostenlos.
Brookeu izlemen için seni kim tuttu?
Wer engagierte Sie, Brooke zu folgen?
Inançları onları beraber tuttu.
Ihr Glaube hielt sie zusammen.
Kocan geçen hafta bizi bir telefonu çalmamız için tuttu.
Dein Mann heuerte uns letzte Woche an, ein Handy zu klauen.
Yani… kocan beni kendisini öldürmem için tuttu.
Und… Ihr Mann beauftragte mich, ihn zu töten.
Yaşındaki Demjanjuk, sedyeyle getirildiği duruşma boyunca tekerlekli sandalyesinde gözlerini kapalı tuttu.
Der 89-Jährige nahm mit geschlossenen Augen im Rollstuhl sitzend am dritten Verhandlungstag teil.
Dornelular, Merianın sözünü tuttu ve ejderha alevi altında yanarken bile savaştı.
Und kämpften selbst unter Drachenfeuer. Die Dornischen hielten Merias Wort.
Topu tuttu ve ortaya gitti.
Hält den Ball und geht durch die Mitte.
Sonuçlar: 488, Zaman: 0.0554

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca