TUTTULAR - Almanca'ya çeviri

hielten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
wurden angeheuert
sie heuerten
halten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
hielt
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
gehalten
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
festgehalten
tutmak
yakalamak
tutunmak
sıkı tutun
dayan
sımsıkı
zapt
alıkoymak

Tuttular Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
An8} sözlerini tuttular, kulaklarını tıkadılar
Sie hielten ihr Wort und ignorierten das ganze Theater
An8} Seni iki gün tuttular, sonra eve dönmek için ısrar ettin.
An8}Sie behielten dich zwei Tage dort, dann wolltest du heim.
Ön plana çıkarmak için bir tamirci tuttular. Evet, cadılar bayramı dekorasyonlarını.
Sie haben einen Handwerker für die Halloween-Deko engagiert.
Sanırım sadece beni tuttular çünkü ben köftenin bir parçası olacak kadar kahverengiyim.
Ich wurde nur angeheuert, weil ich braun bin.
Bana verdikleri sözü tuttular ve köyümüz yeniden refaha erdi.
Sie hielten ihr Versprechen, und das Land erblühte wieder.
Burada tuttular. Beni üç saat.
Sie hielten mich hier drei Stunden fest.
Şoförlük için tuttular beni ve oyuna getirildim.
Ich wurde angeheuert, um zu fahren, und man hat mich hereingelegt.
İki saat bizi tuttular, bütün fotoğraflarımızı kontrol edip bazılarını sildirdiler ve kimlik kontrolü yaptılar.
Sie hielten uns zwei Stunden fest, löschten alle Bilder und überprüften unsere Identität.
Bunu gizli tuttular ama başkalarının öğrenmesi uzun sürmedi.
Sie hielten das alles geheim, aber bald fanden auch andere es heraus.
İmzalamayı reddettiğinde, gardiyanlar elini tuttular ve belgenin üzerine adını karalamaya zorladılar.
Als sie die Unterschrift verweigerte, ergriffen die Wärter ihre Hand und kritzelten ihren Namen auf das Dokument.
O yüzden Glendon Hilli tuttular, iyi görünmek için.
Deswegen engagierten sie Glendon Hill, um gut dazustehen.
Beni 20 saat boyunca bir odada tuttular.
Die hielten mich 20 Stunden in dem Raum fest.
Kaç anlaşmaya sadık kaldılar, ya da verdikleri kaç sözü tuttular?
Wie viele Abkommen wahren Sie? Wie viele Versprechen halten sie?
Beni çalmam için tuttular.
Ich wurde beauftragt, sie zu stehlen.
Demek ki birini tuttular, seni.
Das heißt, äh, dass sie jemanden beauftragt haben.
İki saat tuttular.
war 2 Std. In der Kaserne.
Neden beni bu kadar uzun süre tuttular burada?
Wieso behalten sie mich so lange hier?
Kısacası sahte bir bina inşa ettiler… ve gizlice iş birliği yapmak için 1000 kişi tuttular.
Sie haben ein unechtes Gebäude gebaut und Leute eingestellt… um im Geheimen arbeiten zu können.
Mònicayı öldürmek için beni tuttular.
Monica töten sollte.
Bizi ofiste geç saate kadar tuttular. Üzgünüm.
Wir mussten lange im Büro bleiben. Tut mir leid.
Sonuçlar: 92, Zaman: 0.0455

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca