Tutukladılar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Böylece adamımızı tutukladılar, İncili depoya koydular ve cumartesi günü bir eksper getirtecekler.
Sie verhafteten unseren Mann, lagerten das Evangelium ein und lassen am Samstag einen Experten kommen.Çünkü dün 100 kişiyi tutukladılar. İşte bu yüzden!
Weil gestern 100 Leute verhaftet wurden, darum!Neden tutukladılar peki?
Beni tutukladılar. Sonra ne oldu?
Önce Mayeli tutukladılar, şimdi bu laboratuvar.
Masum birini tutukladılar ve şimdi hapse attılar.
Sie verhafteten einen Unschuldigen und steckten ihn ins Gefängnis.Evet, Bolşevikler onları tutukladılar, Gerd bana dedi ki… bir kamyona tıkıp götürdüler.
Die Bolschewisten hatten sie gefangen genommen, ja. Gerd hat mir erzählt.Beni tutukladılar…- Çık dışarı!- Çık dışarı!
Raus hier! Laura, ich bin verhaftet worden!Tutukladılar.- Seni çıkarmak için çabalıyoruz.
Sie haben ihn verhaftet.Onu tutukladılar ve teröristlikle suçladılar.
Die haben ihn eingebuchtet und werfen ihm Terrorakte vor.Tutukladılar Denizi!
Brianı tutukladılar!
Brian ist verhaftet.Mademki bu kadar çok kişiyi tutukladılar, uzun süre alıkoymazlar herhalde…»\\.
Und von wegen„so viele Leute hätten doch nicht so lange dichtgehalten“….Yüzlerce Müslüman Kardeşler üyesini tutukladılar ve örgütün tüm siyasi faaliyetlerini yasakladılar.
Sie inhaftierte Hunderte von Mitgliedern der"Muslim-Bruderschaft" und verbot der Organisation jegliche politische Aktivität.Neden tutukladılar ki?
Warum verhaften Sie ihn?Ama beni tutukladılar.
Aber ich wurde verhaftet.Biraz önce Osterbergi tutukladılar.
Sie verhafteten gerade Osterberg.Bir adamı tutukladılar.
Buradan iki mil uzakta. Marthayı tutukladılar.
Sie verhafteten die Martha, drei Kilometer von hier.Elizabethi de tutukladılar.
Und Elizabeth haben sie verhaftet.
