Vazoyu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Oliver, vazoyu sen mi kırdın?
Oliver, hast du diese Vase zerbrochen?Vazoyu gerçekten de seviyordum.
Vazoyu veriyoruz.
Wir liefern die Vase.Bu vazoyu kırmamın bir sakıncası var mı?
Darf ich die Vase kaputt machen?Vazoyu kim kırdı.
Wer hat die Vase zerbrochen.Ben mutfakta yemek yaparken vazoyu aldı ve öylece yere bırakıverdi.
Während ich in der Küche beim Kochen war, hat sie'ne Vase genommen und einfach so fallen lassen.Vazoyu üç el tutuyor.
Die Vase wird von drei Händen gehalten.Bu vazoyu 1850-1860 yılları arasında Lorenzo Graziati yapmış.
Hier eine Vase von Lorenzo Graziati, um 1850 oder 1860.Vazoyu hazırlayın.
Vorbereiten der Vase.Vazoyu kim kırdı?
Wer hat diese Vase zerbrochen?”?O vazoyu ben vermiştim ona.
Ich habe ihr diese Vase geschenkt.Babam o kadar sinirlenmişti ki vazoyu tutup televizyona fırlatmıştı.
Mein Dad ist ausgerastet. Hat eine Vase an den Fernseher geworfen.Kitsune, sen başının üstünde vazoyu dengede tutarak savaş.
Mit einer Vase auf dem Kopf. Kitsune, du kämpfst….Hayal gücünü de içeren, örneğin, vazoyu beyaz modüller ile tamamlayabilirsiniz.
Einschließlich Önemli bir şey değil. Vazoyu düşürdüm.
Mir ist eine Vase runtergefallen.Biz… Bir gece önce kavga etmiştik. Vazoyu fırlatmıştın.
Wir hatten uns… am Abend vorher gestritten, du hast eine Vase geworfen.Çiçek vazolarındaki suyu her iki günde bir değiştirin ve vazoyu yıkayın ve durulayın.
Ändern Sie Chuck biliyorsun bu ev olayı için para ayırdık ve umarım vazoyu kırmam işleri mahvetmemiştir?
Chuck, ich weiß, dass du Geld für Vazom, düştü ve kırıldı.
Antika vazoları içeriden tutmak gerekir.
