YÜKSELTEREK - Almanca'ya çeviri

erheben
yükseltmesi
kaldırsın
kaldırın
toplayabiliriz
ayağa kalksın
ayaklanma
yüceltir
es verstärkt
die Erhöhung
artırmak
artış
arttırmak
artırarak
artırılması
büyütme
yükseltmek
bir artış
steigende
yükseliyor
artıyor
ve yükseliyor
yükselen
giderek yükseliyor

Yükselterek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
O zaman sesini biraz da yükselterek.
Dann hob er seine Stimme ein bißchen.
Buna göre, erkeklerin öfkelenip çekişmeden, her yerde pak eller yükselterek dua etmelerini isterim.
Ich will, daß die Männer frei von Zorn und liebloser Gesinnung überall reine Hände zum Gebet erheben.
Vücudu büyük bir pil gibi kullanıyor… konukçunun doğal elektriksel iletilerini… yükselterek yöneltiyor.
Es benutzt den Körper wie eine große Batterie, es verstärkt die natürlichen elektrischen Vorgänge des Wirtskörpers und leitet sie um.
Vücudu büyük bir pil gibi kullanıyor… konukçunun doğal elektriksel iletilerini… yükselterek yöneltiyor.
Elektrischen Vorgänge des Wirtskörpers und leitet sie um. Es benutzt den Körper wie eine große Batterie, es verstärkt die natürlichen.
Vücudu büyük bir pil gibi kullanıyor… konukçunun doğal elektriksel iletilerini… yükselterek yöneltiyor.
Es benutzt den Körper wie eine große Batterie, es verstärkt die normalen elektrischen Vorgänge des Wirts und leitet sie um.
Nedeniyle yaş değiştirmek için sık sık soru yükselterek kudret sonra erkeklerde 50-60 yıl.
Aufgrund des Alters ändern oft stellt sich die Frage der Erhöhung der Potenz bei Männern nach 50-60 Jahren.
Tek çocuk olarak onu yükselterek daha Aniden ailesi onu ayıran hakkında daha fazla endişe duyuyorum.
Ich bin auf einmal mehr darum besorgt, ihn von seiner Familie zu trennen, als ihn als Einzelkind zu erziehen.
SAP onun bakım sözleşmelerinin maliyetini yükselterek 2008 yılında kullanıcıları arasında tartışmalara ve hayal kırıklığı yarattı.
SAP provoziert Streit und Frustration bei den Anwendern im Jahr 2008 durch die Kosten ihrer Wartungsverträge zu erhöhen.
Bu dalgaların her tarafta yükselterek ve deniz yenerek, bize açık ağızlı
Dieser kam auf uns zu, mit offenem Mund und hob die Wellen von allen Seiten,
Bu durumlarda FleksoFix, diğer iki renk bileşenin oranlarını yükselterek orijinal doygunluğu geri getirir.
In diesen Fällen stellt FlexoFix die ursprüngliche Sättigung durch das Anheben der Prozentsätze der anderen beiden Farbkomponenten wieder her.
seni baştan çıkartıp, ruhunu yükselterek yıllar boyunca hayatını parlamasından alıkoydurtsam?
ich werde dich verführen und damit deinen Geist anregen, dass dein Leben seinen Funken noch Jahrzehnte behält?
Yükseltti, hükümet gelirinin artabilmesi için tarifeleri yükseltti.
Erhöht, um das Staatseinkommen zu erhöhen.
Buhar reaktiviteyi yükseltiyor, o ısıyı yükseltiyor, o da buharı artırıyor, ve bu da gene reaktiviteyi yükseltiyor..
Erhöht den Dampf, erhöht die Reaktivität. Dampf erhöht die Reaktivität, erhöht die Hitze.
Yani teklifinizi yükseltmek isteyebilirsiniz belki.
Vielleicht solltet Ihr Euer Angebot erhöhen.
Hisse fiyatı yükseldi, rakipleriniz endişeli.
Der Aktienkurs steigt, deine Rivalen sind besorgt.
Eğer insan ırkını genetik olarak yükseltmek istiyorsan, Hakkında düşündüğün zaman, ilk prensip hayat uzatılmasıdır.
Wenn du die Menschheit genetisch verbessern willst, dann ist Lebensverlängerung das oberste Prinzip.
Kalp atışları hafifçe yükseldi, terleme oranı artıyor.
Herzschlag leicht erhöht, mehr Schweiß.
Fiyat yükseldi Madam. Ne oldu?
Was gibt es? Das Gebot ist gestiegen, Madam?
Yükseltiyor ve kalbi hızlandırıyor. Ciğerleri açıyor, tansiyonu.
Öffnet die Lungen, erhöht den Blutdruck und stimuliert das Herz.
Hepsi yükselmeye başladı.
Sie steigen langsam alle empor.
Sonuçlar: 41, Zaman: 0.062

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca