YAŞAMALARI - Almanca'ya çeviri

leben
hayat
yaşamak
ömür
canlı
yaşar

Yaşamaları Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Onlar için istediğim şey bu, yaşamaları.
Das wünsche ich mir für sie, dass sie leben.
Gerektiğini anlatıyorsunuz… başkalarına nasıl yaşamaları.
Diktieren anderen Menschen, wie sie zu leben haben.
olayları yaşamaları gerekir.
sie müssen die Dinge erleben.
Bu nedenle Japonyada yaşamaları mümkün olabilir.
Damit sind sie in der Lage, in Japan zu überleben.
Tabi bir de sefalet içinde yaşamaları var.
Und sie leben auch hier im Elend.
Seyahat: Daha sık seyahat eden kişilerin deja vu yaşamaları daha olasıdır.
Reise: Menschen, die häufiger reisen, erleben häufiger Déjà-vu.
Joy ve Randynin karavanda beraber yaşamaları,… Hector
Im Wohncontainer zu leben, war für Joy und Randy nicht leichter…
Bioroidler ve insanların bir arada yaşamaları tek çözümdü;
Die Koexistenz zwischen Menschen und Bioroids ist der einzige Weg.
Her rahibin sübyancı olduğu anlamına gelmez. Sırf bazı hasta sapıkların… rahip kuşağı ile fantezi yaşamaları.
Heißt das nicht, jeder Priester ist pädophil. ihre Fantasien als Priester ausleben… Nur weil ein paar Perverse.
Bu dinin klasik dağıtım yolu vaazlar aracılığıyla, insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini söylemeye çalışıyordu.
Er versuchte den Menschen zu erzählen, wie sie leben sollten, und nutzte dazu die Predigt, die klassische Vermittlungsart von Religionen.
Nerede yaşıyorsun, Reinette?
Wo lebst du, Reinette?
Nerede yaşıyorsun, evlat?
Wo lebst du, Junge?
Sonra yalnız yaşamayı tercih etti.
Dann wollte sie lieber allein leben.
Herkesin yaşaması, mutlu olması lazım.
Jeder soll leben und glücklich sein.
Neden yaşıyoruz Frank?
Warum leben wir, Frank?
İlk hafta içinde binlerce yaşama mal oldu. Aşısı yoktu.
Es forderte Tausende Leben in der ersten Woche. Keine Impfung.
Gerçek bir hayat yaşamayı, anlıyor musun?
Das wahre Leben leben, weißt du?
Kızımızın nasıl yaşadığını görmeliyiz. -Fakat. -Hayır.
Nein. -Doch. Wir müssen sehen, wie unsere Tochter lebt.
Pariste yaşamayı planlıyoruz.- Hemen?- Evet.
Ja. -Gleich? -Wir wollen in Paris leben.
Yaşadığım yere bir bak.- Ne?
Was? -Sieh dir an, wo ich lebe.
Sonuçlar: 52, Zaman: 0.0239

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca