ICH LEBE - Turkce'ya çeviri

• yaşıyorum
• hayattayım
• yaşarım
• canlıyım
• yaşadığım
• yaşadığımı
• yaşadım
• hayatta
• hayatımı
• hayatım

Ich lebe Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ich lebe auf beiden Seiten des Zaunes.
Çitin iki kenarında da yaşarım.

Aber ich atme, ich denke, ich lebe noch.
Ama nefes aldığıma göre sanırım hala canlıyım.

Ja. Ich bin dankbar, dass ich lebe.
Hayatta olduğum için minnettarım. Evet.

Die mir sagt, warum ich lebe.
Bu bana neden yaşadığımı ve öldüğümü anlatır.

Ich lebe hier und bin einer von Ihnen.
Burada yaşadığım ve sizden biri olduğum için buradayım.

Ich lebe schon einige Zeit in New York.
Uzun süre New Yorkta yaşadım.

Ich lebe noch und bin noch hier.
Hâlâ hayattayım, hâlâ buradayım.

Danke, Fabiola. Ich lebe.
Teşekkürler Fabiola. Yaşıyorum.

Ich lebe allein Ledig, weiß, männlich, 42.
Beyaz, bekar adam, 42. Yalnız yaşarım kendi içimde.

Ich bin Mensch, ich lebe.
Ben insanım, canlıyım.

Ich lebe noch wegen dir.
Hayatımı sana borçluyum.

Ich bin, bin, bin dankbar, dass ich lebe.
Hayatta olduğum için minnettarım. Sadece.

Sie denkt, ich lebe da.
Orada yaşadığımı zannediyor.

Solange ich lebe.
Yaşadığım sürece.

Ich lebe eh schon länger, als ich dachte. Eigentlich nicht.
Çok değil, ben zaten düşündüğümden fazla yaşadım.

Ich lebe noch, aber mit Todesqualen! Nein.
Hâlâ hayattayım ama ızdırap içindeyim! Hayır.

Aber du siehst, ich lebe.
Ama görüyorsun, yaşıyorum.

Ich lebe allein.
Yalnız yaşarım.

Ich bin frei, um die Grösste zu sein, ich lebe.
En büyük olmak için özgürüm, canlıyım.

Ich lebe nur für ihn.
Hayatımı Ona adadım.