Yaşlanmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Hastalık, genetik ve yaşlanmaya karşı savunmasızım.
Sigara içen insanlar yüz kırışıklığı ve erken yaşlanmaya daha eğilimlidir.
Bu da beyninizi stres ve yaşlanmaya daha dayanıksız hale getirir.
Biyolojik yaşlanmaya sebep olan nedir?
Bu işlemlerdeki bir anormallik kansere ve yaşlanmaya yol açar.
Genel olarak yaşlanmaya bağlı.
Bu vücudumuzun tam kapasite kullanılmamasına ve erken yaşlanmaya sebep olmaktadır.
Aslında biz daha doğarken yaşlanmaya başlıyoruz.
Kısacası biz daha çok ve sık hastalanmaya, daha hızlı yaşlanmaya başlıyoruz.
Mecburdur doğup büyümeye ihtiyarlayıp yaşlanmaya.
fizyolojik yaşlanmaya adaptasyonunu içerir.
genetik olarak daha hızlı bir oranda yaşlanmaya programlandığıdır.''.
Bunların yanında yüz en erken yaşlanmaya başlayan vücut bölümüdür.
Hücrelerini yaralanma ve yaşlanmaya karşı koruyor.
Kaptan Kirkün sorunu… yaşlanmaya fazlasıyla benzeyen tuhaf bir fiziksel bozulma.
Ne zaman yaşlanmaya başlarız?
uğrunda yaşlanmaya değer… bir şey bulmuştum.
Ben yaşlanmaya mecburum ama sen şişmanlamaya mecbur değilsin.
Hayatımı yaşlanmaya karşı verilen savaşa adadım.
İnsanların yaşlanmaya olumsuz gözle baktıklarının farkında değildim.