ALT - Turkce'ya çeviri

• eski
• büyük
• ihtiyar
• bayat
• yıllık
• yaşlı
• yaşlanmış
• yaşlıyım
• eskidir
• yaşında
• yaşlısın
• eskiydi
• eskiler
• büyüğüm
• büyüksün
• i̇htiyar

Alt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Die Verfassung ist so alt und langweilig.
Anayasa çok eski ve sıkıcı.

Ich bin nicht alt, Robbie.
Ben ihtiyar değilim Robbie.

Wie alt?
Kaç yıllık?

Dies ist ein Hinweis darauf, dass das Ei alt ist und die Qualität abgenommen hat.
Bu, yumurtanın bayat olduğunu ve kalitesinin düştüğünü gösteren bir belirtidir.

Ob du jung oder alt bist, sei glücklich mit Haribo.
Çocuk ya da büyük ol, Haribo ile mutlu ol.

Ich bin zu alt, und mir ist alles egal.
Çok yaşlıyım ve umrumda da değil.

Fühlst du dich nicht alt?
Kendini yaşlanmış hissetmiyor musun?

Du hast Glück, dass ich alt bin!
Dua et ki ihtiyar bir adamım!

Die sind nicht alt, oder?
Çok eski değiller, değil mi?

Dann fühle ich mich alt und das bin ich nicht.
Kendim yaşlı hissediyorum ve yaşlı değilim.

Nein, aber die sind alt.
Hayır ama onlar bayat.

Nicht alt genug.
Yeteri kadar büyük değiller.

Wie alt ist der Aktenschrank?
Bu dosya dolabı kaç yıllık?

Es ist sehr alt, aber sehr zielgenau. Nimm es.
Çok eskidir ama attığını vurur. Al.

Nein… Jetzt bin ich alt, zu alt für all das.
Hayır. Artık yaşlıyım, tüm bunlar için.

Ich fühle mich alt.
Yaşlanmış hissediyorum.

Fasst es nicht an, es ist sehr alt und empfindlich.
Dokunma, çok eski ve çok narin.

Als Vorbild für Alt und Jung.
Ihtiyar ve genç için bir örnek.

Diese Nüsse sind alt.
Bu fıstıklar bayat.

Und er ist weder jung noch alt.
Genç ya da yaşlı da değil.