YAKALAR - Almanca'ya çeviri

fängt
yakalamak
yakalayın
yakalayabilirsiniz
yakalar
başlıyor
başlar
erfasst
yakalamak
yakalayabilir
yakalayın
toplayabilir
tespit
kilitlenin
topladığımız
toplar
yakalar
kavramak
erwischt
yakalamak
yakalarlarsa
yakalarsa
vurmadan
schnappt
yakalamak
almak
al
yakalayın
yakalayabiliriz
alacağım
yakalarız
yakalayacağız
kriegt
almak
yakalamak
alıyor
alabilir
alırız
alacağız
savaşlar
alabilir miyim
elde
vereceğim
Fänge
yakala
başla
başlayın
avı
yakalarım
diş
Halsbänder
tasma
kolye
yakayı
yaka
gerdanlığı
Kragen
yakası
yaka
tasmanı
boyunluğu
fangen
yakalamak
yakalayın
yakalayabilirsiniz
yakalar
başlıyor
başlar
erfassen
yakalamak
yakalayabilir
yakalayın
toplayabilir
tespit
kilitlenin
topladığımız
toplar
yakalar
kavramak
erwischen
yakalamak
yakalarlarsa
yakalarsa
vurmadan
kriegen
almak
yakalamak
alıyor
alabilir
alırız
alacağız
savaşlar
alabilir miyim
elde
vereceğim
schnappen
yakalamak
almak
al
yakalayın
yakalayabiliriz
alacağım
yakalarız
yakalayacağız

Yakalar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ve karısı onu yakalar.
Dann kommt die Ehefrau und erwischt ihn.
Yüzünü gösterdiğin an polisler seni yakalar.
Die Polizei schnappt dich, sobald du dich zeigst.
Babanı ele verirsen Keyser Soze seni yakalar.
Verrate deinen Papa, und Keyser Soze kriegt dich.
talimatlar mevcuttur; yakalar elbette serbest bırakılır.
Anweisungen zur Verfügung stehen; Fänge, natürlich freigegeben.
Zor komşu hırsızı yakalar.
Tough Nachbar fängt Dieb.
IPhone casus yazılım tüm metin mesajları yakalar.
IPhone Spion-Software erfasst alle Textnachrichten.
Howard, Meg ve Hugoyu yatakta seks yaparken yakalar.
Howard erwischt Meg und Hugo dabei, wie sie Sex in seinem Bett haben.
Çok yakında bir hayalet seni yakalar.
Ein Geist schnappt dich.
Ben söylemiştim.''-'' O hepsini yakalar!
Das sagte ich.- Er kriegt sie alle!
Manşetler ve yakalar.
Manschetten und Kragen.
Bruce Logan ve arkadaşları doğal olarak elektronları yakalar.
Bruce Logan und Kollegen fängt Elektronen natürlich.
Bunun anlamı, bu size hedef cihazın veri ve transferler onu yakalar.
Das bedeutet, es erfasst die Daten des Zielgeräts und überträgt sie an Sie.
Modern evcil hayvan mağazalarında bu evcil hayvanlar için güzel kıyafetler, yakalar ve süslemeler satın alabilirsiniz.
In modernen Zoohandlungen können Sie schöne Kleidung, Halsbänder und Dekorationen für solche Haustiere kaufen.
Sincap yakalar veya nakleder.
Eichhörnchen fangen oder vermittelt.
Oraya silahlarla girmeye kalkarsak, Pope bizi yakalar, ölürüz.
Und Pope uns erwischt, dann sind wir tot. Wenn wir da mit Waffen reingehen.
İşimize durduruldu, şimdi polis bizi yakalar.
Unsere Arbeit ist unterbrochen, und die Polizei schnappt uns.
Onu kastetmiştim.''-'' O hepsini yakalar!
Das meinte ich.- Er kriegt sie alle!
Dijital Devre Davranışı( DCB) her ayrıntıyı sadakatle yakalar.
Digital Circuit Behavior(DCB) erfasst getreulich jedes Detail.
Sniper- düşmanın kalp atışı yakalar bir sensör.
Der Scharfschütze- ein Sensor, der den Herzschlag des Gegners fängt.
Karikatürler gerçek bir vızıltı yakalar, yetenekleri ile nasıl gevşer ve sürpriz yapacaklarını bilirler.
Zeichentrickfilme fangen eine echte Begeisterung ein, sie wissen, wie man sich entspannt und mit Fähigkeiten überrascht.
Sonuçlar: 322, Zaman: 0.0579

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca