YALVARDI - Almanca'ya çeviri

bat
istemek
lütfen
isteyin
isteyeceğim
rica
isteyebilirsiniz
talep
davet
dua
isteyebilir miyim
flehte
yalvaran
dua
dileriz.
yalvarır
bettelte
yalvarmak
dilenmek
dilencilik
yalvarayım mı
dua
betete
dua
ibadet
namaz
hat mich angefleht
gebettelt
yalvarmak
dilenmek
dilencilik
yalvarayım mı
dua
gebeten
istemek
lütfen
isteyin
isteyeceğim
rica
isteyebilirsiniz
talep
davet
dua
isteyebilir miyim
fleht
yalvaran
dua
dileriz.
yalvarır
hat mich angebettelt

Yalvardı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Yşa.38: 2 Hizkiya yüzünü duvara dönüp RABbe yalvardı.
Da wandte Hiskia sein Angesicht zur Wand und betete zum HERRN.
İmparator gelişmeler yaptığı zaman, sessizce ona yardım etmek Ay yalvardı.
Wenn der Kaiser seine Fortschritte, Sie schweigend, bat den Mond, um Ihr zu helfen.
Kendi hayatı ve karnındaki bebeğin hayatı için yalvardı.
Gebettelt…- Halten Sie den Mund.- Und um das ihres Babys.
Günahlarını itiraf etti ve bağışlanmak için yalvardı.
Sie hat ihre Sünden gebeichtet und um Vergebung gebeten.
Bir ödlek gibi yalvardı ve sızlandı.
Flehte und wimmerte wie ein elender Feigling.
Lütfen bana, bir saatte ne kadar para kazandığını söyler misin?” diye yalvardı küçük çocuk.
Bitte sag mir, wieviel Du in der Stunde bekommst." bettelte der kleine Junge.
Bunun üzerine Musa halk için yalvardı.
Mose betete für das Volk.
Bunun üzerine Musa halk için yalvardı.
Und Mose bat für das Volk.“.
Eddie doğru olanı yapmam için yalvardı.
Eddie hat mich angefleht, das Richtige zu tun.
Son ana kadar bana hayatı için yalvardı.
Bis zuletzt hat er mir geschmeichelt und um sein Leben gebettelt.
Kocası eski karısına, eşini ve çocuğunu serbest bırakması için yalvardı.
Mann fleht Ex-Frau an, Familie freizugeben.
Yerel polis bu olaya el atmamız için bize yalvardı.
Die lokale Polizei hat uns gebeten.
Babası Anthonyye Artık ateş etme'' diye yalvardı.
Sein Vater flehte Anthony an: Schieß nicht mehr auf mich.
Kr.20: 2 Hizkiya yüzünü duvara dönüp RABbe yalvardı.
Da wandte er sein Gesicht zur Wand und betete zu dem HERRN.
Ve İshak karısı için RABBE yalvardı, çünkü o kısırdı.
Ishaq(Isaak) aber bat den Herrn für sein Weib, denn sie war unfruchtbar.
Lütfen bana, bir saatte ne kadar para kazandığını söyler misin?” diye yalvardı küçük çocuk.
Bitte sag mir, wie viel Du in der Stunde bekommst.” bettelte der kleine Junge.
Netanyahu: Düşmanlarımız ateşkes için yalvardı”.
Netanjahu: Feinde haben„um einen Waffenstillstand gebettelt“.
Esir İngiliz, Blaire yardım için yalvardı.
Britische Geisel fleht Blair um Hilfe an.
Ağlayıp ona ikinci bir şans vermem için yalvardı.
Er hat geheult und mich um eine zweite Chance gebeten.
Ben bir el uzandı ve yalvardı: gitmeyin.
Ich streckte die Hand aus und flehte: Gehen Sie nicht.
Sonuçlar: 185, Zaman: 0.0416

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca