YALVARMAYA - Almanca'ya çeviri

zu betteln
yalvarmaya
dilenmek
bitten
istemek
lütfen
isteyin
isteyeceğim
rica
isteyebilirsiniz
talep
davet
dua
isteyebilir miyim
an mich anzuflehen
an zu beten

Yalvarmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hadi ama. Yalvarmaya devam etti.
Komm schon. Er bettelt weiter.
Kerem Bey lütfen bırakın beni…'' diye yalvarmaya başlamıştım artık.
Ciar, lass mich bitte los«, flehte ich dringlicher.
Hera, onu kurtarması için Hephaistosa yalvarmaya başladı.
Natürlich begann Hera damit, Hephaistos zu bitten, sie zu befreien.
DOAS ve yalvarmaya koleksiyonu.
eine Sammlung von Duas und Bittgebeten.
Diye dua etmeye ve Allaha yalvarmaya başladı.
Der begann, zu jammern und zu Allah zu rufen.
DOAS ve yalvarmaya koleksiyonu.
eine Sammlung von doas und Flehen.
Evi ve tarlası için krala+ yalvarmaya gitti.
Da ging sie, den König wegen ihres Hauses und Feldes anzurufen.
Buna ek olarak, fazla kilo, evcil hayvanların yalvarmaya ve hatta yiyecek çalmaya tutkusuna katkıda bulunur.
Darüber hinaus trägt Übergewicht dazu bei, dass Haustiere leidenschaftlich betteln und sogar Futter stehlen.
Ö teki korkuyor, başlıyor yalvarmaya.
Er bekommt Angst und beginnt zu beten.
Başlamış dua etmeye ve yalvarmaya;
Fing er zu klagen an und beten.
Sen ofis için yalvarmaya gerek yok 365 Şimdi etkinleştirme anahtarı, Bu çalışma çatlak için sahip olduğu[…].
Sie brauchen nicht für das Büro zu bitten 365 Aktivierungsschlüssel jetzt, wie Sie haben diese Arbeits Riss für[…].
Bay Harris, sizi buraya getiren kişi olarak bir an önce Edodan ayrılıp Shimodaya dönmeniz için yalvarmaya geldim.
Mr. Harris, als die Person, die Sie hierher brachte, bin ich gekommen, Sie anzuflehen, Edo sofort zu verlassen und nach Shimoda zurückzukehren.
Sana yalvarıyorum, yapma bunu!
Ich bitte Sie, tun Sie das nicht!
Sansa çok tatlı bir şekilde hayatınız için yalvardı. Bunu ziyan etmek çok yazık olur.
Sansa bettelte so süß um Euer Leben, es wäre eine Schande, es wegzuwerfen.
Yalvarırım günahlarını kabul et.
Ich bitte Euch, gesteht Eure Sünden ein.
Kâfirlerin Allahtan başka yalvardıkları( putlar) ise, hiçbir şey yaratamazlar. Çünkü onlar, kendileri yaratılmışlardır.
Und diejenigen, die sie anstelle Gottes anrufen, erschaffen nichts; sie werden aber selbst erschaffen.
Yani buraya yalvarmak için geldin?
Du kommst zum Betteln her?
Yalvarmak işe yarasaydı,
Wenn anflehen klappen würde,
Allahtan başka yalvardıkları( tanrılar), hiçbir şey yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmaktadırlar.
Die sie anstatt Allahs anrufen, erschaffen nichts, während sie selbst erschaffen werden.
Yalvarırım onu öldürme!
Bitte töten Sie ihn nicht!
Sonuçlar: 42, Zaman: 0.0536

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca