YANARSA - Almanca'ya çeviri

• brennt
• aufleuchtet
• brennen
• wenn

Yanarsa Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Yaptıkları yanarsa, zarar edecek. Kendisi kurtulacak,
Wird aber jemandes Werk verbrennen, so wird er Schaden leiden;

Eğer yanarsa işe yarıyor demektir!
Wenn es brennt, funktioniert es!.

Yanarsa sorumlu kim olacak?
Wer ist verantwortlich wenn es brennt?

Ne kadar çok yanarsa, Ne kadar az zamanımız varsa.
Je mehr es brennt, desto weniger Zeit haben wir.

İki canınız da yanarsa gezegeniniz tamamen yok edilecek.
Wenn ihr beide verliert, wird euer Planet völlig zerstört.

Ya eğer kutsal ağaç yanarsa ne olur?
Was wäre, wenn der heilige Baum verbrennen würde?

Kırmızı ışık yanarsa… Bana bak!
Blinkt das rote Licht,- Sieh mich an!

Öğretmen Yanarsa.
Wenn Lehrer ausbrennen.

Maske çok sert yanarsa, yıkanmalı ve bir sonraki kullanımında,
Wenn die Maske sehr hart brennt, muss sie abgewaschen werden,

Çok güçlü yanarsa, bir dahaki sefere daha fazla tereyağı
Wenn es sehr stark brennt, musst du nächstes Mal mehr Butter

Anti blok sistem( ABS) ile birlikte yanarsa, sürüşe devam etmeyiniz!
 Antiblockiersystem(ABS) aufleuchtet,  die Fahrt nicht fortsetzen!

O zaman kendi kalbimizde, kendini bilen yüreğimizde parlak olacak. Oh, eğer bizim dar hücremizde lamba tekrar dostça yanarsa.
Ach, wenn in unsrer engen Zelle die Lampe freundlich wieder brennt, dann wird's in unserm Busen helle, im Herzen, das sich selber kennt.

Bu tür ısıtma ekipmanı'' yakıt ikmali'' olmadan 6-7 saat yanarsa, güvenli bir şekilde uygun şekilde adlandırılabilir.
Wenn solche Heizgeräte 6-7 Stunden ohne"Auftanken" brennen, kann man sie sicher als geeignet bezeichnen.

Örneğin, yanaklar Pazartesi günü yanarsa, popüler inançlara göre,
Zum Beispiel, wenn die Wangen am Montag verbrennen, nach den verbreiteten Ansichten,

Yüzün yanarsa, göğsüne demir çubuk saplanırsa,
Da steht, wenn du dir das Gesicht verbrennst, dir einen Baustahl in den Leib rammst,

Ülken yanarken sen para kazanıyorsun.
Machen Geld, während Ihr Land brennt.

Hrafnı yanarken izlemek hoşuma gitti.
Ich war froh, Hrafn brennen zu sehen.

Bu madde o kadar sıcak yanar ki odunu, taşı,
Die Substanz brennt so heiß,

Ateş yanıyor! Ve eğer biz yanarsak… siz de bizimle yanarsınız!.
Das Feuer breitet sich aus. Und wenn wir brennen, brennen Sie mit!

Ülken yanarken sen para kazanıyorsun.
Sie machen Geld, während Ihr Land brennt.