YAPMANA - Almanca'ya çeviri

tun
yapmak
yapar
yapıyor
yapabilirsiniz
şey
yapın
yapayım
machen
yapmak
yapıyor
yapar
yapabilirsiniz
yapabilir
yapacak
yapın
işi
hale
yapayım
antun
yapmak
zarar
yaparsın
şey
habe
var
sahip
almak
hiç
zaten
şey
yapmak
olmalı
elimizde
buldun
durchziehen
yapmak
yapacak mısın
halletmek
işi
devam
zu bauen
inşa etmek
yapmaya
kurmak
oluşturmak
üretmek
inşa ederken
inşaata
tasarlamak
bina etmeyi
kurmayı
tust
yapmak
yapar
yapıyor
yapabilirsiniz
şey
yapın
yapayım
machst
yapmak
yapıyor
yapar
yapabilirsiniz
yapabilir
yapacak
yapın
işi
hale
yapayım

Yapmana Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bu hatayı yapmana izin verirdim Eğer bu doğru olsaydı, seni durdurmaya çalışmak yerine.
Statt dich aufzuhalten. Wäre das wahr, ließe ich zu, dass du diesen Fehler machst.
Bunu yapmana gerek yok. Hayır, Ted.
Nein, Ted, du musst das nicht machen.
Bunu yapmana gerek yok. Wade.
Wade? Du musst das nicht tun.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim.- Ne?
Ich werde nicht zulassen,… dass du es tust. Was?
Hala müzik yapmana çok sevindim dostum.
Mann, ich bin so froh, dass du noch Musik machst.
Bir şey yapmana gerek yok.
Du musst nichts machen.
Benim için bunu seviyormuş gibi yapmana gerek yok.
Du musst nicht so tun, als würde sie dir gefallen.
Karim bunu yapmana izin vermedi degil mi?
Sie hat nicht zugelassen, dass du es tust, nicht wahr?
Benim için bunu yapmana minnettarım.
Danke, dass du das für mich machst.
Sufle yapmana gerek yoktu Lib.
Deswegen musst du kein Soufflé machen, Lib.
Teşekkür ederim ama benim için bir şey yapmana gerek yok.
Danke, aber du musst nichts für mich tun.
Bunu yapmana izin veremem. Clark.
Ich kann nicht zulassen, dass du das tust. Clark.
Bütün işi senin yapmana bayılıyorum.
Ich liebe es, wenn du die ganze Arbeit machst.
Fi, bunu yapmana gerek yok.
Fi, du musst das nicht machen.
Benim için hiçbir şey yapmana gerek yok.
Du musst gar nichts für mich tun.
Ama bunu yapmana izin vermeyeceğim.
Aber ich lasse nicht zu, dass du das tust.
Grubun iyiliği için kendini fahişe yapmana bayılıyorum.
Ich liebe es, wenn du dich für die Gruppe zur Nutte machst.
Senin bir şey yapmana gerek yok.
Du musst nichts machen.
Ed. Bunu yapmana gerek yoktu.
Ed, du musstest das nicht tun.
Bunu yapmana müsaade edemem, Rocco.
Ich kann nicht zulassen, dass du das tust, Rocco.
Sonuçlar: 508, Zaman: 0.0623

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca