Yiyip Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sen de bol bol yiyip, büyüyüp bir şeyler kazanmalısın.
Eskiden et yiyip bizimle içerdin.
Çocuğunuzun ne yiyip içtiğine dikkat ediniz.
Ahav yiyip içmek üzere oradan ayrılınca, İlyas Karmel Dağının tepesine çıktı.
Burada yiyip içmemiz gerek.
Özellikle birşeyler yiyip içtikten sonra.
Ne yiyip, ne içiyor?
Kraliçe de bu arada görüşme salonunda yiyip içiyormuş.
İnsan eti yiyip kanını içen hayvanvari yaratıklar.
Ne yiyip içtiğimiz hiç bir zaman önemsiz bir konu olmayacak.
Mike, restoranta gidiyorsun, bir süre yiyip, konuşuyorsunuz ve rahatlıyorsunuz. Sonra tuvalete gidiyorsun.
En son ne zaman kızarmış tavuk yiyip bira içtiğimi hatırlamıyorum!
Dondurma yiyip sohbet edebiliriz.
Sen hiç ramazan bittiğinde, bir şey yiyip içerken oruçlu muyum diye düşündün mü?
Kimin yiyip kimin aç kalacağına ben karar veririm.
Camden yarışmacılarından biri bozuk mayonez yiyip üç dakikalığına ölmüş.
Haydi, şimdi biraz pasta yiyip sıcak çikolata içelim.
İçeride yiyip kalkmanız için baskı da olacak.
Mike, restoranta gidiyorsun,… bir süre yiyip, konuşuyorsunuz ve rahatlıyorsunuz.
Yaptığım son telefon görüşmesine göre dünden arta kalan… lazanyayı yiyip komedi maratonunu izliyormuş.