ZORLUYORLAR - Almanca'ya çeviri

• zwingen
• nötigt
• gezwungen

Zorluyorlar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Beni gittikçe zorluyorlar!
Sie reizen mich immer mehr!

Bizi o şeyi geri veremeye zorluyorlar.
Sie setzen uns unter Druck, um ihn zurückzukriegen.

Beni zorluyorlar.
Ich werde vorverurteilt.

Hanabishiyi kavga etmek için zorluyorlar.
Sie suchen Streit mit dem Hanabishi-Clan.

Eyüp.24: 4 Yoksulları yoldan saptırıyor, Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye zorluyorlar.
Hi 24,4 Vom Weg drängen sie die Armen, es verbergen sich alle Gebeugten des Landes.

Kurbanları üzerinde istenmeyen değişiklikler zorluyorlar.
Zwingen Sie unerwünschte änderungen auf Ihre Opfer.

Cumhuriyetçiler, Duruşma Yok, CBO Puanı Olmadan Faturada Oy Vermeye Zorluyorlar.
Republikaner, zum der Abstimmung über Rechnung ohne Hörvermögen, kein CBO-Kerbe zu zwingen.

Tavsiyede bulunuyorlar, yani sultanı, savaşı barışmış gibi görmeye zorluyorlar.
Sie beraten, d.h., sie zwingen den Sultan, den Krieg als Frieden zu betrachten.

Bizi gerçekten ülkeyi terketmemiz için zorluyorlar.
Sie zwingen uns dazu, das Land zu verlassen.

Delicesine Çinin Siyah Cuma günlerinde telefonlarını iyi bir fiyatla zorluyorlar( Güncelleme!!!).
Verrückt zu einem guten Preis auf Handys in Chinas Schwarzem Freitag(Aktualisiert!!!).

Bilgi almak için ara sıra kendimi küçük düşürmeme zorluyorlar.
Sie zwingen mich gelegentlich, mich zu demütigen, im Austausch für Informationen.

herkes ceza-yok kuralına göre oynarken beni ayrılmaya zorluyorlar?
nach den neuen Regeln zu spielen während man mich drängt, aufzuhören?

Yeteneklerinizi test ediyorlar ve sizi en iyi kendiniz olmaya zorluyorlar.
Sie testen deine Fähigkeiten und treiben dich dazu, dein bestes Selbst zu sein.

Baba, beni kan içmeye zorluyorlar.
Papa! Die zwingen mich, Blut zu trinken!

Neden bizi büyümemiz için zorluyorlar?
Warum werden sie gezwungen, erwachsen zu werden?.

Beni yalan söylemeye zorluyorlar.
Er zwingt mich zu lügen.

Sonuç olarak, onları yaşanmış bölgeden terk etmeye zorluyorlar.
Als Ergebnis zwingen sie sie, den bewohnten Bereich zu verlassen.

Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye zorluyorlar.
die Elenden im Lande müssen sich verkriechen.

Seni istenmeyen değişiklikler zorluyorlar.
Es zwingt unerwünschte Änderungen auf Sie.

Ataları kanca beni. Bazı oldukça bükülmüş büyü yapıyor ve ı bunun bir parçası olmak istemiyorum, Ama onlar lucien kale yardım etmek beni zorluyorlar.
Die Ältesten lassen mich ziemlich verdrehte Magie ausüben und ich will es nicht, aber sie zwingen mich, Lucien Castle zu helfen.