BOZULMAYA - Bulgarca'ya çeviri

да се разпада
dağılmaya
parçalanmaya
çökmeye
çözülmeye
bozulmaya
yıkılmaya
да деградират
разпад
bozulma
parçalanma
çökmeye
ayrışmayı

Bozulmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Bulgarca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
fiziksel bozulmaya ve sonunda ölüme neden olur.
нервната система, причинява психическо разстройство и смърт.
Bir çeşit hızlı hücresel bozulmaya benziyor.
Някакво бързо разпадане на клетките.
gittikçe gençleşmeye başladı DNA bozulmaya başlayana kadar.
накрая ДНК-то започна да се разгражда.
Sonra sağlığımız bozulmaya başladı.
И здравето ни започва да се руши.
Yılının başından itibaren sağlığı bozulmaya başladı.
До 1937 Кейнс здравето започна да се влошава.
pektin adı verilen bir lif türü bozulmaya başlar.
вид фибри, наречени пектин, започват да се разпадат.
Ağır kilo kaybı olan, organ işlevinde bozulmaya uğrayan bir kişi için,
За тежка загуба на тегло, която е нарушила функцията на органите,
Kitap okumayı çok severdi ama gözleri bozulmaya başlayınca özellikle televizyon izlemeyi sevmeye başladı.
Много обичаше да чете, но когато очите й започнаха да отслабват, започна да гледа телевизия с голямо удоволствие.
O zaman polis departmanına dahil edildikten kısa bir süre sonra DRNlerin bozulmaya başladığını biliyorsundur.
Тогава знаеш, не много след тяхното обединяване с полицията, DRN-те започнаха да се повреждат.
Eve dönüş yolculuğum, bir programlama hatası veya bozulmaya neden olmuşsa ciddi bir tehdit olabilirim.
Дали е програмна грешка или деградация, причинена от завръщането ми, може да съм сериозна заплаха.
Deneyleri bir süreliğine işe yaramış ama on yıl sonunda ekipmanlar bozulmaya başlamış.
Експериментите му са сработили за известно време, но след десет години, биотехнологията започнала да се поврежда.
siyasi ortam bozulmaya devam ediyor.
политическият климат продължава да се влошава.
Protestosunun 36. gününe girdik. Yüzlerce insan burada toplanmış durumda ülkenin her bir yanından. açgözlülük ve bozulmaya karşı durmak için, protesto ediyorlar.
Стотици са се събрали тук и в останалите градове в цялата държава за да се опълчат на лакомията и корупцията.
Uzmanlara göre bu belirtiler sosyal, mesleki veya diğer işlevsel alanlarda bozulmaya neden olabilir.
Всички тези симптоми биха могли да доведат до увреждане на социалните, професионалните или други значими области на функционирането.
Karl Benz, Birinci Dünya Savaşından sonra Almanyada ekonomik koşullar bozulmaya başladığında DMG ve Benz& Cie arasında işbirliği önerdi, ancak DMG direktörleri başlangıçta bunu dikkate almayı reddetti.
Карл Бенц предлага сътрудничество между DMG и Benz&Cie., когато икономическите условия започват да се влошават в Германия след Първата световна война, но директорите на DMG отказват да разгледат предложението.
Sipariş başkalarının hoş bir deneyim bozulmaya değil, sigara içenlerde daha hafif bir yerine maç kullanmaya teşvik ediyoruz
За да не се разваля приятното преживяване на останалите, препоръчваме на пушачите да използват кибрит вместо запалка и ако е възможно, цигарите да се носят в табакера
sağlık durumunda ciddi bozulmaya yol açabilen durumlarda, kullanıcıyı uyaran uygun alarm sistemleriyle donatılmalıdır.
които могат да доведат до смърт или тежки увреждания на здравето на пациента.
hücrelerimiz atık biriktirmez ve doğal olarak bozulmaya uğramazlar.
за да могат клетките ни да разлагат естествено неразложими неща.
yadigarın yanında bize tek kalan taht koltuğu… ve eğer soy bozulmaya devam ederse yakında onlar da bizlerden alınacak.
непотребни реликви, всичко, което ни е останало е трона. А ако кръвта продължи да отслабва, скоро и това ще ни бъде отнето.
Sovyet yönetimdeki bozulmaya.
Разрушаването на съветската система.
Sonuçlar: 5204, Zaman: 0.0546

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Bulgarca