BILEKLERI - Ingilizce'ya çeviri

• wrists
• ankles
• wrist
• ankle

Bilekleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Ve… Demide bilekleri rahatlat.
Relax the ankles in the demi. And….

Ve… Demide bilekleri rahatlat.
And…- Relax the ankles in the demi.

Önce, bilekleri yanlışlıkla seninkilere dokunur.
At first, his wrist Will accidentally dust yours.

Kes bilekleri!
Cut the wrists!

Yani bilekleri birbirine bağlanmış.
So her wrists were tied together.

Bilekleri biraz şişti, gebeliğin son dönemleri ile ilgili şeyler.
Her ankles are a bit swollen, it's a late-pregnancy thing.

Bilekleri ezilip kesikmiş.
Crushed and cut carpals.

Bilekleri biraz kalın
Her ankles are a little thick…

Bilekleri şurada çaprazla.
Cross the wrists up there.

Bilekleri. Küvette.- Küvette.
In the bathtub- his wrists.

Bilekleri uzmanca kesilmiş.
His wrists cut… expertly.

Eğer bilekleri iyiyse… özel düzenleme yapıldığından emin olabilirsin!
If her ankles are good, you can be sure an arrangement was made!

Eğer bilekleri iyiyse… özel düzenleme yapıldığındanemin olabilirsin!
If her ankles are good, you can be sure an arrangement was made!

Özel düzenleme yapildigindan Eger bilekleri iyiyse… emin olabilirsin!
If her ankles are good, you can be sure an arrangement was made!

Bilekleri bağlı. Bu biraz acayip.
His ankles are bound. That's odd.

Bilekleri bandajlanmış.
The wrists are bandaged.

Bilekleri güçlü ve poposu sıkı.
Strong in the wrist and firm in the hams.

Bilekleri biraz şişmiş, bir geç gebelik durumu.
Her ankles are a bit swollen, it's a late-pregnancy thing.

Chelseanin bilekleri pratik olarak onları senin için işaretlemişti.
Chelsea's bracelets practically marked'em for you.

Bilekleri bir şeye bağlanmış.
Her wrists were bound to something.