BIR SUÇ - Ingilizce'ya çeviri

crime
suç
cinayet
olay
kriminal
suçla
criminal
suç
suçlu
ceza
cezai
sabıka
kriminal
adli
cani
a felony
suç
cinayetten
ağır
offense
suç
hücum
gücenmek
saldırı
darılmak
ofans
darılmaca
yanlış
alınma
kusura bakmayın
offence
suç
gücenmek
alınmak
saldırı
darılmak
bir günahtır
guilt
suçlu
suç
vicdan azabı
charge
hücum
şarj
yük
ücret
sorumlu
yetkili
suçlaması
sorumluluğunu
suçu
başına
crimes
suç
cinayet
olay
kriminal
suçla

Bir suç Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yaptığınız askeri mahkeme gerektiren bir suç.
Is a court martiallable offence.
uzun bir suç listesi.
long list of crimes. Four guys.
Bu ciddi bir suç, evlat.
That's a very grave charge, son.
Yaptığınız askeri mahkeme gerektiren bir suç.
What you're doing is a court martiallable offence.
Bir Amerika senatörünü öldürmeyeceğiz. Ama biz neredeyse aptalca bir suç işlemek üzereyiz.
But we will commit a felony almost as stupid. senator.
Bir suç kompleksine girmiyorsun, değil mi, sevgilim?
You're not getting a guilt complex, are you, darling?
Bu oldukça ciddi bir suç.
That's a pretty serious charge.
sanki… bir suç, bilirsin.
it's like… a felony, you know.
O benim kızım. Bu tür bir suç onu harap ederdi.
That kind of guilt would have destroyed her.
Evet.- Bu oldukça ciddi bir suç.
Yeah.- That's a pretty serious charge.
Shirley, tam bir suç makinesisin.
Shirley, you are a guilt machine.
Evet.- Bu oldukça ciddi bir suç.
That's a pretty serious charge.- Yeah.
Bu benim seçimim, bu bir suç değil.
This is my choice, there's no guilt.
Evrakta sahtecilik mi? Bu ciddi bir suç.
Forgery? That's a very serious charge.
Evrakta sahtecilik mi? Bu ciddi bir suç.
That's a very serious charge. Forgery?
Bu bir suç.
That's criminal.
Konser biletleri satmaya çalışmak bir suç olmayabilir, ama tehlikelidir.
Trying to sell concert tickets may not be a felony, but it's dangerous.
Kennyi kesinlikle sürgün ettirecek bir suç bulmamız lazımdı, öldürtecek değil.
We had to zero in on a crime that would get Kenny deported, not killed.
Ceza gerektiren bir suç yüzünden hiç mahkum edilmiş miydin?
Have you been convicted of a criminal offense?
Yani, esrar yetiştirmek bir suç değil mi?
I mean, isn't it a felony to be growing marijuana?
Sonuçlar: 4203, Zaman: 0.0439

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce