GÖRDÜKLERI - Ingilizce'ya çeviri

they see
görüyorlar
görür
gördükleri
görünce
onu ekini sararmış görseler
they saw
gördüler
they behold
gördükleri
görünceye
görecekleri
in sight
görünürde
gördükleri
görüş alanında
göründü
görüldü
ufukta
görüşte
göz önünde
her visions
onun vizyonunda
gördüklerini
görme yetisini
they seen
görüyorlar
görür
gördükleri
görünce
onu ekini sararmış görseler

Gördükleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve gördükleri hayatını değiştirdi.
What he saw changed his life.
İnsanlar itfaiyeci gördükleri zaman seviniyorlar.
People are happy to see a firefighter show up.
Onun gördükleri de rüyalardı.
What it sees are dreams.
İnsanlar, gördükleri ilk siyah benmişim gibi bakıyorlar.
People keep looking, like I'm the first black man they have seen.
Gördükleri değil bulduğu şeyler önemli aslında.
Well, it's not what he saw. It's what he found.
Kızlar, gördükleri zaman gücü tanır.
Girl knows power when she sees it.
Azabı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.
The time is not far when they will see the torment and realize who had strayed far from the truth.
Fakat hışmımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine bir fayda sağlamadı.
But their believing after they had seen Our chastisement did not avail them.
Kızın gördükleri hiçbir şeyi kanlamıyor.l.
Nothing she saw is proof of anything.
O zaman gördükleri hakkında yanılıyor.
Then she is mistaken in what she sees.
Gördükleri korkuyor nelerdir?
What are they afraid to see?
Askerlerin gördükleri şeyleri gördüm..
I saw what soldiers see.
Ama Bizim dayanılmaz-azabımızı gördükleri zaman, imanları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı.
But their believing after they had seen Our chastisement did not avail them.
Gördükleri her şeyi öğrenmeliyim.
I have to know what they have seen.
Onlar hiç birbirlerini gördükleri, hakkında konuşmadılar.
They never talked about seeing each other.
Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi.
But their believing after they had seen Our chastisement did not avail them.
İnsanlar gördükleri şeyleri açıklayamıyorlar.
People seeing things they can't explain,
Humanichler gördükleri melezleri vurma talimatı aldılar.
Humanichs have been instructed to shoot hybrids on sight.
Bazı gezegenlerde Nightsiderları gördükleri yerde vurduklarını biliyor musun?
Did you know that there are worlds where they shoot Nightsiders on sight?
Telepatın sanığın zihninde gördükleri hiçbir şekilde delil olarak kabul edilemez.
Anything the telepath sees while inside a defendant's mind is inadmissible.
Sonuçlar: 1574, Zaman: 0.0533

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce