Cesareti Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ne cesareti, ne cesurluğu?
Aynı zamanda gücü, cesareti, bağlantıları ve parası vardı.
Cesareti sadece beş dakika daha uzun sürer./ Ralph Waldo Emerson.
Bayanın cesareti var.
Başarısız bir seçim yaptığını itiraf etme cesareti yok.
Cesareti var.
Bu cesareti nereden buldun?
Yanıma gelip konuşmaya cesareti mi yoktu?
Hız ve cesareti birleştirmeli üstüne bir de zeki olmalısınız.
Hiçbir şey bu cesareti yiyip bitiremez, Drake.
Hayır, ama şimdi yeterli cesareti olan biri var!
Bu gece cesareti kutluyoruz.
Cesareti parasından çok bir kefili var.
Gelmeye cesareti olmayanlar kalıp yemeklerine devam edebilirler!
Tüm bunlar, sana asla sahip olmadığın cesareti verdi.
Gençliğin bunu başarabilecek gücü ve cesareti vardı.
Bu da korkmayı değil cesareti ve çabayi gerektiriyor.
Bu şehre geri dönecek kadar cesareti olan birisi kahramandır.
Ama gerçekten özür dilemek aynı zamanda büyük bir ruhu ve cesareti gerektirir.
Belki cesareti yoktur.