Cesareti Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Cesareti sevmek ama öğrenmeyi sevmemek;
Cesareti severim. Fakat alkışı da tatlım.
Hepimiz biliyoruz ama kimsenin yüksek sesle söylemeye cesareti yok. Sonumuz geldi.
Ama bunu benim yüzüme söyleyecek cesareti yoktu.
Sadece zayıfların cesareti vardır.
Onun seni sevmeye cesareti vardı.
Konuşmaya cesareti yok kimsenin.
Majora onu cesareti sayesinde var oldu.
Bana bunu soracak cesareti nerden alıyorsun?
Tutkuyu, inancı, cesareti seçer.
Bu savaşın ortasında Juáreze gitme cesareti çok az adamda vardır.
Kişiyle hâlâ kuzeye gidiyorsa, cesareti vardır.
Daha önce bunu düşünecek cesareti yoktu.
Ayrıca gemiye Obamanın kitabı'' Umudun Cesareti'' adını verileceği belirtiliyor.
Peki Barzani bu cesareti nereden alıyor?
Geri zekalıların cesareti, yine de cesarettir. .
Marcus, ona özür borçlu olduğumu, söyleyecek cesareti var.
Sende aslan cesareti var.
Böyle uçuk şartları yüzsüzce öne sürmeye cesareti var.
Yarın cesareti.