CINAYET - Yunan'ya çeviri

φόνος
cinayet
katil
öldürmek
öldürülmüş
δολοφονία
cinayet
suikast
öldürmek
ölüm
öldürülmesi
katili
katliam
ανθρωποκτονία
cinayet
adam öldürme
έγκλημα
suç
cinayet
olay
suçla
δολοφόνος
katil
tetikçi
cinayet
suikastçı
φονικό
ölümcül
katil
murderuss
öldürücü
εγκλήματος
suç
cinayet
olay
suçla
φόνου
cinayet
katil
öldürmek
öldürülmüş
φόνο
cinayet
katil
öldürmek
öldürülmüş
δολοφονίας
cinayet
suikast
öldürmek
ölüm
öldürülmesi
katili
katliam
φόνοι
cinayet
katil
öldürmek
öldürülmüş
δολοφονίες
cinayet
suikast
öldürmek
ölüm
öldürülmesi
katili
katliam
ανθρωποκτονιών
cinayet
adam öldürme
ανθρωποκτονίες
cinayet
adam öldürme
ανθρωποκτονίας
cinayet
adam öldürme
δολοφονιών
cinayet
suikast
öldürmek
ölüm
öldürülmesi
katili
katliam
φονικού
ölümcül
katil
murderuss
öldürücü
εγκλήματα
suç
cinayet
olay
suçla

Cinayet Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Dört cinayet: Sean,
Τέσερρις φόνοι, ο Σον, ο αδερφός του
Aslına bakarsanız 15 yılda en az üç cinayet.
Για την ακρίβεια, τουλάχιστον τρεις ανθρωποκτονίες μέσα σε 15 χρόνια.
Cinayet manyağı olduğu ortaya çıkan meslektaşına inanmıştım.
Πίστευα την συνάδελφό σου που αποδείχθηκε μανιακή δολοφόνος.
Cinayet gecesi DAngelo Barksdalei gören bir tanığın var.
Eχεις μάρτυρα που βάζει τον Ντιάντζελο στον τόπο του εγκλήματος εκείνη τη νύχτα.
Venezuelanın cinayet oranı dünyanın en yüksek seviyededir.
Το ποσοστό δολοφονιών στη Βενεζουέλα είναι από τα υψηλότερα στον κόσμο.
Ailesi, cinayet suçlamasından kaçınmak için onu oraya yatırmış.
Οι γονείς του τον έκλεισαν εκεί για να αποφύγει κατηγορία ανθρωποκτονίας.
Birkaç gün sonra bu cinayet karınızı etkiledi ve sizden ayrıldı.
Αρκετές μέρες αργότερα, το έγκλημα εμπνέει τη γυναίκα σου να σε αφήσει.
Bu parkta bir yılda üç tecavüz ve iki cinayet oldu.
Σ' αυτό το πάρκο έχουν γίνει τρεις βιασμοί και δυο φόνοι μέσα σ' ένα χρόνο.
Bak, Danny,… o zamanlar haftada 15 cinayet soruşturmamız oluyordu.
Κοίτα, Ντάνι, τότε, δουλεύαμε 15 ανθρωποκτονίες την εβδομάδα.
Duydum ki, cinayet gecesi… tüm komşular ne olduğunu duymuş.
Έμαθα πως τη νύχτα του εγκλήματος όλη η γειτονιά άκουσε αυτό που συνέβαινε.
Hala cinayet şüphelisi olduğumu unutmayalım.
Μην ξεχνάμε ότι ακόμη θεωρούμαι δολοφόνος.
Caldwellin dairesinde ve arabasında cinayet silahıyla ilgili bir iz bulunmadı.
Κανένα ίχνος του φονικού όπλου στο διαμέ- ρισμα του Κόλντγουελ ή στο αμάξι του.
Cinayet kurbanı niye yeleğini giyiyordu bir fikrin var mı?
Έχετε καμιά ιδέα γιατί ένα θύμα ανθρωποκτονίας φορούσε το γιλέκο σας;?
Bu korkunç cinayet çözülene kadar kimsenin içinin rahat etmeyeceğini biliyorum.
Και ξέρω ότι κανείς από εμάς δεν θα ησυχάσει έως ότου λυθεί αυτό το φοβερό έγκλημα.
İşte dünyada en yüksek cinayet oranına sahip 10 ülke….
Αυτές είναι οι 10 χώρες που έχουν υψηλότερα ποσοστά δολοφονιών στον Κόσμο.
Ben de haftada sadece 5 cinayet gördüğümüz günleri özlüyorum.
Εμένα μου λείπουν οι μέρες που είχαμε μόνο 5 ανθρωποκτονίες τη βδομάδα.
Senaryona göre, birbirimizi tanımıyorduk bile çünkü cinayet yok.
Στο σενάριό σου, ούτε που θα γνωριζόμασταν επειδή δεν υπάρχουν φόνοι.
Grahami olay yerinde cinayet silahını elinde tutar halde bulmuş.
Βρήκαν τον Γκράχαμ στον τόπο του εγκλήματος να κρατά το όπλο.
Cinayet beni buraya kadar takip etti.
Ο δολοφόνος με ακολούθησε εδώ.
Savcılığın tüm davası, cinayet silahını tanımlamak üzerine kurulmuştu.
Όλη η υπόθεση της αγωγής κτίστηκε πάνω στην αναγνώριση του φονικού όπλου.
Sonuçlar: 7593, Zaman: 0.0514

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan