Trene Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ona trene kadar eşlik edeceğim.
Trene parası mı yetmedi?
Trene mi bineceğiz?
Adam Bostondan trene bindi. Saint Charlesa gidecek vapura yetişecekti.
Trene atlayıp Montauka gittim.
Bir keresinde trene atlamaya çalıştı.
Trene daha bir buçuk saat var.
Trene taksiyle gideceğine söz ver?
Trene yer açın.
O trene yakalanmadan binmen imkansız biliyorsun değil mi?
Grand Central İstasyonunda trene yetişmeye çalışırken merdivenden düşmüş.
Trene mi bindin?
Suç işle, trene atla, gözden kaybol.
Yerinde olsam trene binmeyi düşünürdüm.
Fakat ne trene, ne de otobüse.
Trene ilk defa ne zaman bindim?
Trene binildiğini sanıyordum!''.
Trene hiç binmemiş.
Trene bindirinceye kadar yanımdan ayrılmadı.
Trene yetişmek için koşmak zorunda kaldım.