YOĞUN - Yunan'ya çeviri

έντονα
şiddetle
güçlü
yoğun
güçlü bir şekilde
parlak
belirgin
çok
sert
canlı
kuvvetle
πολύ
çok
fazla
gerçekten
oldukça
daha
uzun
gayet
pek
epey
bayağı
σκληρά
sert
sıkı
zor
çok
ağır
acımasızca
zalimce
yoğun
uğraştı
sabit
έντονη
yoğun
güçlü
şiddetli
gergin
belirgin
keskin
sert
başın
büyük
hararetli
πυκνό
yoğun
kalın
sık
πολυάσχολη
meşgul
yoğun
işlek
μεγάλη
büyük
koca
harika
uzun
kocaman
yüksek
yetişkin
big
iri
yüce

Yoğun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Çok yoğun bir programınız var.
Έχετε πολύ φορτωμένο πρόγραμμα.
Garmin-Asus M10, en az sizin kadar yoğun çalışan, tam özellikli bir akıllı telefondur.
Το M10 είναι ένα πλήρως εξοπλισμένο smartphone που εργάζεται τόσο σκληρά όσο εσείς.
Karmaşık metodu olan bir formül ama yoğun araştırma da işin bir parçası.
Υπάρχει μια φόρμουλα με πολύπλοκη μέθοδο, αλλά έπρεπε να κάνω μεγάλη έρευνα.
Bu davanın başka bir yönüyle uğraşarak çok yoğun çalışıyorum.
Είμαι πολύ απασχολημένος δουλεύοντας αυτή την υπόθεση απ' άλλη γωνία.
Bazı odalarda yoğun bir günün ardından dinlenmek için bir oturma alanına sahiptir.
Ορισμένα δωμάτια διαθέτουν χώρο καθιστικού για να χαλαρώσετε μετά από μια κουραστική μέρα.
Yoğun bir Teksas savunması görüyorum, Koç.
Βλέπω πολύ άμυνα τύπου Τέξας, προπ.
Yoğun saatlerde Zocalo devriyelerini iki katına çıkardım.
Διπλασίασα τον έλεγχο στο Ζόκαλο τις ώρες αιχμής.
Özür dilerim, yoğun bir programım var.
Συγγνώμη, έχω φορτωμένο πρόγραμμα.
O kadar yoğun dışarı çalışıyordu ama sadece istediğim sonuçları göremiyordum.
Δούλευα έξω τόσο σκληρά, αλλά απλά δεν μπορούσε να δει τα αποτελέσματα που ήθελα.
Springboks amblemini ve renklerini değiştirmeye yönelik yoğun bir destek var.
Υπάρχει μεγάλη στήριξη για να ρίξουμε το έμβλημα των Σπρίνγκμποκς και τα χρώματα μαζί.
Ona sordum, ama yoğun olduğunu söyledi.
Τον ρώτησα αλλά είπε ότι είναι απασχολημένος.
Bunda yoğun adezyon var.- İltihaptan kaynaklanıyor olabilir.
Υπάρχει πολύ πρόσφυση εδώ, μπορεί να είναι φλεγμονή.
Onu işin en yoğun saatinde işten ayıracak kadar önemli şey ne olabilir?
Τι ήταν τόσο σημαντικό που άφηνε τη δουλειά την ώρα αιχμής;?
Çocuklar okuldan sonra yoğun şekilde aktivitelere mi katılıyorlar?
Τα παιδιά φορτωμένο με δραστηριότητες μετά το σχολείο?
Çok yoğun çalıştın, evin içinde çok uzun süre kapalı kaldın.
Δούλεψες πολύ σκληρά κλεισμένη στο σπίτι τόσον καιρό.
Vergilendirme kapsamında ekonomik hedeflere ulaşmak için yoğun çaba sarfedilecek.
Στα πλαίσια της φορολόγησης, θα καταβληθεί μεγάλη προσπάθεια για την επίτευξη των οικονομικών στόχων.
Bazı birimler yoğun bir günün ardından dinlenmek için bir oturma alanı vardır.
Ορισμένες μονάδες έχουν καθιστικό για να χαλαρώσετε μετά από μια κουραστική μέρα.
Tren geliyordu, yoğun bir saatti. İnsanlar itişiyor, konuşuyor ve birbirlerini itiyordu.
Το τρένο έφτανε, ήτανε ώρα αιχμής… άνθρωποι σκουντιόντουσαν, σπρωχνόντουσαν, συζητούσανε.
Çok yoğun çalışıyordum zaten.
Δουλεύω πολύ σκληρά.
Çok yoğun bir programım var ve tüm gün bekleyemem.
Έχω πολύ φορτωμένο πρόγραμμα και δε μπορώ να περιμένω όλη νύχτα.
Sonuçlar: 2731, Zaman: 0.0936

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan