A CLASSMATE in Turkish translation

[ə 'klɑːsmeit]
[ə 'klɑːsmeit]
sınıf arkadaşına
sınıf arkadaşını

Examples of using A classmate in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kiyomi Shinfuji A classmate of Shuji's.
Toshi Yoshida: Toshi Yoshida Stevein sınıf arkadaşıdır.
I came here last year with a classmate.
Buraya geçen sene sınıf arkadaşımla gelmiştim.
You fancy a classmate.
Bir sınıf arkadaşından hoşlanıyorsun.
We had just lost a classmate.
Daha yeni bir sınıf arkadaşımızı kaybettik.
A classmate from long ago and a close friend.
Yıllar öncesinden bir sınıf arkadaşım ve çok yakın bir dostumdur.
He beat up a classmate again the other day.
Geçen gün yine bir sınıf arkadaşını pataklamış.
They had a classmate that was killed on campus.
Onların kampüste öldürülen bir sınıf arkadaşı vardı.
A classmate from college.
Üniversiteden bir sınıf arkadaşım.
A classmate, we were dating.
Bir sınıf arkadaşımla çıkıyordum.
I finally told this to a classmate.
En sonunda bunu bir sınıf arkadaşıma anlattım.
A classmate of mine, her teacher broke her eardrum from a slap.
Bir keresinde bir bayan ogretmen sinif arkadasimin kulak zarini patlatti tokatla.
She said that you were bullying a classmate.
Bir sınıf arkadaşına sataştığını söyledi.
A classmate from the university, a little older than me.
Üniversiteden bir sınıf arkadaşım, benden biraz daha büyük.
In my senior year, a classmate was murdered and dismembered just like this.
Son sınıfımdayken, bir sınıf arkadaşım da aynen böyle öldürülmüştü.
Has he ever mentioned a classmate named Paul?
Paul adında bir sınıf arkadaşından bahsetti mi?
He attacked a classmate!
Bir sınıf arkadaşına saldırdı!
I finally told this to a classmate.
Bir sınıf arkadaşıma anlattım. En sonunda bunu.
A classmate had dinner with him. I see.
Bir sınıf arkadaşım onunla yemek yemiş.
Losing a classmate is terrible.
Arkadaşını kaybetmen çok kötü.
Once, I tried to poison a classmate.
Bir keresinde okul arkadaşımı zehirlemeyi denedim.
Results: 74, Time: 0.0408

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish