CLASSMATE in Turkish translation

['klɑːsmeit]
['klɑːsmeit]
okul arkadaşı
sınıf arkadaşın
sınıf arkadaşını

Examples of using Classmate in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
That's what the 8-year-old killed her classmate for.
Yaşındaki çocuğun, sınıf arkadaşını öldürme nedeni o.
This is Sang Sik Na, a classmate from middle school.
Arkadaşımı da getirdim. Sang Sik Na,… ortaokuldan sınıf arkadaşım.
That girl who murdered a classmate?
Sınıf arkadaşını öldüren kızla?
And there he was, my old classmate.
Aha işte eski sınıf arkadaşım.
So don't you miss mom when you saw this classmate?
Yani sınıf arkadaşını gördüğünde annemi özlemedin mi?
DEAN And there he was, my old classmate.
Aha işte eski sınıf arkadaşım.
You remember Sooni's old classmate?
Sooninin eski sınıf arkadaşını hatırlıyor musun?
Law school classmate.
Hukuk fakültesinde, sınıf arkadaşım.
Why is she here?- A classmate.
Neden burada?- Sınıf arkadaşım.
my former classmate.
eski sınıf arkadaşım.
So why didn't you write it down? College classmate.
O zaman niye yazmadın? Üniversiteden sınıf arkadaşım.
College classmate. So why didn't you write it down?
O zaman niye yazmadın? Üniversiteden sınıf arkadaşım.
No, my old classmate.
Hayır, eski sınıf arkadaşım.
Classmate. Not really.
Hayır aslında. Sınıf arkadaşım.
It's nice to meet a classmate.
Sınıf arkadaşların birini tanıdığıma memnun oldum.
The classmate match of Legendary Fighter begins now.
Efsanevi Dövüşçüde sınıf arkadaşların maçı başlıyor.
Robin's classmate.
Markovun sınıf arkadaşıydı.
You fancy a classmate.
Sınıf arkadaşından hoşlanıyorsun.
How come you don't know the name of any classmate?
Nasıl olur da hiçbir sınıf arkadaşının ismini bilmezsin?
They said you hit a classmate.
Sınıf arkadaşına vurmuşsun.
Results: 210, Time: 0.109

Top dictionary queries

English - Turkish