A COUSIN in Turkish translation

[ə 'kʌzn]
[ə 'kʌzn]
bir kuzen
cousin
bir kuzini

Examples of using A cousin in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Has a cousin stationed at Pax River. The pilot we talked to, Lieutenant Commander Warfield.
Konuştuğumuz pilot Binbaşı Warfieldın Pax Riverda bir kuzeni varmış.
Maybe a cousin that could come stay with you for a while?
Belki seninle bir süre kalabilecek bir kuzenin var mı?
He's handsome. A cousin.
Yakışıklıymış. Bir kuzen.
You have a cousin called Heidi who works in Zum Wilden Hirsch.
Zum Wilden Hirschte çalışan Heidi adında bir kuzenin var.
Really? You ain't got a cousin somewhere?
Sahi mi? Bir yerlerde bir kuzenin yok mu?
You ain't got a cousin somewhere? Really?
Sahi mi? Bir yerlerde bir kuzenin yok mu?
You still have a cousin that works for a bank in Mexico.
Meksikada bankada çalışan bir kuzenin var.
Wait, didn't you have a cousin worked at Baskin Robbins?
Bekle biraz. Senin Baskin Robbinste çalışan bir kuzenin yok muydu?
I found a cousin who's a registered nurse.
Bir kuzeninin hemşire olduğunu öğrendim.
She married a cousin of mine.
Bir kuzenimle evlendi.
Couldn't I start with a cousin?
Bir kuzenle falan başlasaydım işe?
There's a cousin in Jersey he mentioned, but I don't know his name.
Jerseyde yaşayan bir kuzenden bahsediyordu ama adını bilmiyorum.
Come on, Busta Rhymes, you can afford a cousin.
Hadi ama Busta Rhymes, bir kuzene daha yer vardir aranizda.
Marrying a cousin worked out great for my parents.
Bir kuzenimin evlenmesi benim ailem için harika olur.
Really, much more of a brother to me than a cousin.
Gerçekten, benim için bir kuzenden öte, kardeş gibi.
She's married to a cousin of mine.
O benim bir kuzenimle evli.
A cousin of mine had a villa there.
Orada bir kuzenimin villası vardı.
I talked to a cousin over there.
Oradaki bir kuzenimle konuştum.
She lost a cousin here.
O burada bir kuzenini kaybetti.
I lost a cousin to Italian Vogue.
Yapmak zorundayız. Bir kuzenimi İtalyan Vogue dergisine kaybettim.
Results: 798, Time: 0.0404

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish