AMPLIFIED in Turkish translation

• güçlendirilmiş
• yükseltilmiş
• genişletilmiş
• büyütüyor
• artmış
• güçlendirdi
• arttırdı
• amplified

Examples of using Amplified in English and their translations into Turkish

An imbalance of charges is induced, amplified, and collected by two pairs of metal combs with points placed near the surfaces of each disc.
Yük dengesizliği, her diskin yüzey kenarlarına yerleştirilmiş iki çift metal tarak ile indüklenir, güçlendirilir ve toplanır.

goes down to the wood box and gets amplified but… let me think.
aşağıya ahşap kutuya ulaşır ve güçlenir ama… izin verin düşüneyim.

plug it right in there and you're amplified.
fişe, olur sana amplifikatör.

The fragmented DNA may then be cloned into a DNA vector and amplified in a bacterial host such as Escherichia coli.
Parçalanmış DNA bir DNA vektörü içine klonlanır ve Escherichia coli içinde çoğaltılır.

goes down to the wood box and gets amplified, but… let me think.
aşağıya ahşap kutuya ulaşır ve güçlenir ama… izin verin düşüneyim.

So CO2, methane, and ice sheets were feedbacks that amplified global temperature change causing these ancient climate oscillations to be huge, even though the climate change was initiated by a very weak forcing.
Yani, CO2, metan ve buz tabakaları; iklim değişikliği çok zayıf bir zorlamayla başlamış olsa da tarihi iklim dalgalanmalarının çok büyük olmasına neden olarak küresel sıcaklık değişikliğini arttıran geribildirimlerdi.

growing trend that called for a professionalization of household work, started in the mid-19th century by Catharine Beecher and amplified by Christine Frederick's publications in the 1910s.
Christine Frederickin 1910larda yaptığı yayınlarla ayrıntılandırılan ev işinin profesyonelleştirilmesi olarak anılan yükselen eğilime bağlı olarak ev mimarisine de sıçradı.

Amplify and transmit the EEGs in reverse.
Yükseltici ve iletici EEG tersine çalışır.

Amplifying transmitter feed.
Yükseltici vericileri yüklendi.

God receives and amplifies, and to Him you will be returned.
Allah darlık da verir, genişlik de verir. Hepiniz de Ona döndürülüp götürüleceksiniz.

God receives and amplifies, and to Him you will be returned.
Allah, daraltır ve genişletir ve siz Ona döndürüleceksiniz.

Amplifies human energy to-- first time in the Warehouse?
İnsan enerjisini yükselterek-- Depoya ilk gelişin mi?

So good becomes great. The serum amplifies everything that is inside.
Serum, insanın içinde olan şeyleri arttırıyor, yani… iyi, daha iyi oluyor.

The man. The serum amplifies everything that is inside, so.
Serum, insanın içinde olan şeyleri arttırıyor, yani… iyi, daha iyi oluyor.

Amplifying the weapon's impact.
Silahın gücünü arttıracak.

Maybe you could revise or amplify your statement.
Veya genişletirsiniz. Birlikte bir şeyler yeriz… ve belki siz de ifadenizi değiştirir.

The hyperdrive is a device powered by the quantum reactor which amplifies energy.
Enerjiyi güçlendiren kuantum reaktörünün çalıştırdığı bir cihaz. Hiperdisk.

A new alloy that amplifies sound vibrations.
Ses titreşimlerini güçlendiren yeni bir alaşım.

create vibrations to match and amplify it.
eşleşen titreşimler yaratabilir ve onlar güçlendirebiliriz.

Mr Cicci, could you amplify your answer a bit?
Bay Cicci, cevabınızı biraz genişletir misiniz?