BILLETS in Turkish translation

['bilits]
['bilits]
billets

Examples of using Billets in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
When I checked the officers' billet, I found them both asleep.
Subay yatakhanesini kontrol ettiğimde ikisi de uyurken buldum.
We have to see about billeting our men.
Adamlarımızı konaklatmakla ilgili görüşmek zorundayız.
Garbett wanted to consult me about the billeting.
Garbett, konaklama yeri hakkında bana danışmak istedi.
Plan B. Each man will deal with his own billet.
Her adam kendi konaklama yeriyle ilgilenecek. B Planı.
At Marlow, my billet stinks of boot polish and feet.
Marlowda barakam ayakkabı cilası ve ayak kokuyor.
Your billet is here.
Senin yatacağın yer burası.
Your billet is here.
Yer burası. Senin yatacağın.
Where are you billeted?
Seni nerede konaklatıyorlar?
There was an American general billeted there.
Amerikalı bir general de orada kalıyormuş.
The Daniels family, billeted at number 15.
Daniels ailesi 15 numarada konaklayacak.
The Noble family, billeted at number 29.
Noble ailesi 29 numarada konaklayacak.
They billeted you here.
Sizi buraya onlar yerleştirdiler.
Blame the Germans. They billeted you with me.
Almanlara şikayet edin. Sizi buraya onlar yerleştirdiler.
rank and current billet for the record?
rütbenizi ve şu anki ikametgâhınızı belirtir misiniz?
Duties will be assigned. Once billeted.
Görevleriniz tahsis edilmiş olacak. Yerleştiğiniz zaman.
Unit's a colonel's billet, Tom.
Birim bir albayın görevi, Tom.
Stu Billet.- You give him a lot of credit?- It was Judge Stu Billet's.
Yargıç Stu Billetin… Onun sayesinde oldu, der misin? Stu Billet.
Corporal O'Reilly, you're not billeting these enlisted men in the officers' area, are you?
Onbaşı OReilly, bu eratı subay yatakhanesine yerleştirmiyorsun, değil mi?
rank and current billet for the record, sir?
rütbenizi ve şu anki ikametgahınızı belirtir misiniz, efendim?
In the officers' area, now, are you? Corporal O'Reilly, you're not billeting these enlisted men?
Onbaşı OReilly, bu eratı subay yatakhanesine yerleştirmiyorsun, değil mi?
Results: 42, Time: 0.0317

Top dictionary queries

English - Turkish