CLASSICALLY in Turkish translation

['klæsikli]
['klæsikli]
klasik olarak
olarak
and
exactly
consider

Examples of using Classically in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Opiate is a term classically used in pharmacology to mean a drug derived from opium.
Opiat, afyondan türetilen bir ilacı ifade etmek için farmakolojide klasik olarak kullanılan bir terimdir.
whereas the field theory cosmic strings are almost exclusively treated classically.
klasik bir tanımı yoktur fakat alan teorisi kozmik sicimleri neredeyse tamamen klasik olarak davranılır.
Noncircular orbits, such as Mercury's, dwell longer at small radii than would be expected classically.
Böyle Mercurynin gibi dairesel olmayan yörüngeler, klasik beklenenden daha küçük yarıçapı daha uzun yaşamak.
Classically correct, sir, but her mind is giving her very strong
Klasik anlamda bu doğru efendim,… ama beyni ona çok güçlü
So that awesome girls like you, who are not, you know, classically hot, can be rewarded for their intelligence and savvy.
Senin gibi harika ama bilirsin işte klasik anlamda seksi olmayan kızların zekası ve bilgisiyle ödüllendirilmesini sağlamak için.
She attended Phillips Exeter Academy('88), then studied visual arts at Harvard University, where she met Thomas Lauderdale, a classically trained pianist.
Forbes 1988 yılında Phillips Exeter Academyye kabul edildi ve buradan sonra klasik eğitimli bir piyanist olan Thomas M. Lauderdale ile tanışacağı Harvard Üniversitesinde görsel sanatlar okudu.
This presents a problem for systems as simple as a 2-electron atom which is classically chaotic analogously to the famous gravitational three-body problem.
Bu, ünlü kütle çekimsel 3-parça problemine, klasik kaotik benzeri olan 2 elektronlu atom kadar kolay sistemler için dahi sorular ortya çıkarır.
He presented very classically: fear of authority and surveillance.
gözetim… Çok klasik bir şekilde sundu: zulüm sanrılar, Nöroleptikler onu dengeledi, ve o zamandan beri diğer şeyler üzerinde çalışıyoruz.
Based on Maeve's description of the unsub in her letters, he seems like a classically possessive stalker.
Maevenin mektuplarında zanlıyı tarif etmesine bakınca klasik sahiplenici sapık tarifi yapmış.
Early models to explain the origin of the index of refraction treated an electron in an atomic system classically according to the model of Paul Drude and Hendrik Lorentz.
Kırılma indeksi kökenini araştırmak için erken modeller, Paul Drude ve Hendrik Lorentzin modeline göre klasik bir şekilde bir atomik sistemde bir elektron gibi muamele eder.
At T1, when the experimental set up was changed, Bohm's quantum potential changes as needed, and the particle moves classically under the new quantum potential till T2 when it is detected as a particle.
T1 adı verilen zaman diliminde, deneysel kurulum düzeneği değiştirildiğinde, Bohmianın kuantum potensiyeli ihtiyaca göre değişmiştir ve parçacık klasik olarak yeni kuantum potansiyeli altında T2 zamanına kadar parçacık olarak tanımlanana kadar hareket edecektir.
Alberti attempted to bring the ideals of humanist architecture, proportion and classically inspired detailing to bear on the design, while also creating harmony with the already existing medieval part of the façade.
Alberti, hümanist mimarlığın ideallerini detaylamada klasik ve orantılı esinlemeyle dizaynda yapıtın ön cephesinde halihazırda var olan ortaçağ kısmı ile ayrıca yeni bir uyum getirmeye girişmişti.
Reliability is established with a variety of statistical techniques, classically through an internal consistency test like Cronbach's alpha to ensure sets of related questions have related responses,
Güvenilirlik, çeşitli istatistiksel yöntemlele( klasik Cronbachin alfa testi gibi dahili tutarlılık testi aracılıyla), ilişkili soruların cevaplarının da ilişkili olduğunu göstererek kanıtlanır,
from person to person, but was not classically considered a contagious disease.
klasik olarak kontajiyöz bir hastalık olarak düşünülmeyan tuberküloz örneğindeki gibi.
an overwhelmingly positive comment, stating that the song is"the most energetic and classically Coldplay song we have heard from the album so far.
olumlu bir yorum yaptı, şarkının'' şimdiye kadar albümdeki en enerjik ve klasik Coldplay şarkısı'' olduğunu söyledi.
Classically trained actor in a body sock and a cape that doubles as a curtain in my van. And if I'm not getting a lot back, it's harder for me to forget I'm a 45-year-old.
Yeteri kadar enerji alamazsam… 45 yaşında tayt giymiş ve karavanımda perde görevi de gören bir pelerin takmış… klasik eğitimli bir aktör olduğumu unutmam daha zor oluyor.
Classically trained actor in a body sock it's harder for me to forget I'm a 45-year-old And if I'm not getting a lot back, and a cape that doubles as a curtain in my van.
Yeteri kadar enerji alamazsam… 45 yaşında tayt giymiş ve karavanımda perde görevi de gören bir pelerin takmış… klasik eğitimli bir aktör olduğumu unutmam daha zor oluyor.
we can put people with classically defined mental illnesses,
daha önemlisi, insanları klasik olarak tanımlanmış zihinsel hastalıklar
all such interactions would leave a surplus of momentum, which is classically forbidden.
tüm bu etkileşimleri vardır bu parçacıkların sadece konfigürasyon beri klasik yasak ivme, bir fazlalık bırakacaktı.
all such interactions would leave a surplus of momentum, which is classically forbidden.
çarpışma gerçekleştirmez, tüm bu etkileşimler klasik olarak yasaklanan fazlalık bir momentum bırakır.
Results: 52, Time: 0.067

Top dictionary queries

English - Turkish