DATABASES in Turkish translation

veri tabanlarını
veritabanı
database
veritabanları
databases
veri bankasıyla
veri tabanı
veri tabanlarına
veritabanıyla
database
veri tabanları
veri tabanlarında
veritabanını
database

Examples of using Databases in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Computer category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
View NCBI databases in 3D.
NCBİ veritabanını 3B olarak görüntüle.
We have at our disposal DNA databases, forensic analysis,
Elimizde DNA veri tabanları, adli analizler,
She was searching non-standard databases with the third woman's DNA.- That was Abby.
Üçüncü kadının DNAsını standart dışı veri tabanlarında arıyormuş.- Abby aradı.
Check military databases, foreign and domestic.
Yabancı ve yerel askeri veri tabanlarına bakın.
We ran an ID check and cross-referenced with all known databases.
Bilinen tüm veri tabanlarını tarayarak kimlik kontrolü yaptık.
To date, 20 terabytes of patient medical records and databases have been corrupted.
Şu ana kadar 20 terabaytlık hasta tıbbi kayıtları ve araştırma veritabanları bozuldu.
Access to everything-- databases, grids.
Veri tabanları şebekeler.
She was searching non-standard databases with the third woman's DNA.
Üçüncü kadının DNAsını standart dışı veri tabanlarında arıyormuş.
Pennsylvania? I was trolling the FBI databases looking for cases similar to Olivia's.
Pennsylvania mı? Olivianın vakasına benzer bir tane bulmak için FBI veritabanını kurcaladım.
Come on. Look, you have got access to UN databases.
Haydi ama. Sen BM veri tabanlarına ulaşabilirsin.
Sets the computer to search through some newspaper databases.
Bilgisayarı gazete veri tabanlarını aramaya ayarladım.
Come on. Look, you have got access to UN databases.
Hadi ama. Sen BM veri tabanlarına ulaşabilirsin.
I'm having it run through all the appropriate criminal databases.
Örneği uygun olan tüm suç veri tabanlarında taratıyorum.
Set the computer to search through some newspaper databases.
Bilgisayarı gazete veri tabanlarını aramaya ayarladım.
Because analysts are tied directly into federal and local databases.
Çünkü analistler,… doğrudan yerel ve federal veri tabanlarına bağlıdır.
With the third woman's DNA. She was searching non-standard databases.
Üçüncü kadının DNAsını standart dışı veri tabanlarında arıyormuş.
I have scanned the historical and cultural databases of this vessel.
Bu geminin tarihi ve kültürel veri tabanlarını taradım.
Of this vessel. I have scanned the historical and cultural databases.
Bu geminin tarihi ve kültürel veri tabanlarını taradım.
Face recognition scanned the databases, came up with this guy.
Bu adamı ortaya çıkardı. Yüz tanımlama veri tabanlarını taradı.
Came up with this guy. Face recognition scanned the databases.
Bu adamı ortaya çıkardı. Yüz tanımlama veri tabanlarını taradı.
Results: 245, Time: 0.0694

Top dictionary queries

English - Turkish