DEFIBRILLATOR in Turkish translation

defibrilatör
defibrillator
defib
şok cihazı
bir elektroşok cihazı
defibrilatörü
defibrillator
defib
defibrilatöre
defibrillator
defib

Examples of using Defibrillator in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Keep massaging, and give me the defibrillator. Okay?
Masaja devam et ve bana defibrilatörü ver. Tamam mı?
A defibrillator. What's this?
Open him up, put in a defibrillator.
Adamı açın, defibrilatörü yerleştirin.
Two defibrillator paddles on Adaline Bowman's chest., paramedics placed.
Tam olarak 10:09da… sağlık görevlileri, Adaline Bowmanın göğsüne iki tane defibrilatör yerleştirdi.
My god. Diaz must have used a defibrillator to short the chip out.
Aman Tanrım. Diaz çipi bozmak için defibrilatörü kullanmış olmalı.
Dad… Dad. No… Defibrillator.
Hayır. Baba. Defibrilatör!
Don't be silly.- the defibrillator.
Eglenceden çok uzakti. Defibrilatörü kullanmak zorunda kalacaklarindan.
The defibrillator.- Don't be silly.
Eglenceden çok uzakti. Defibrilatörü kullanmak zorunda kalacaklarindan.
Get me epi and charge the defibrillator now! That's him!
Bana epinefrin hazırlayın ve defibrilatörü şarj edin!
Home defibrillator, and a frequent customer gift basket We got heart medicine over here.
Şurada kalp ilacı var, ev defibrilatörü var.
Home defibrillator, and a frequent customer gift basket We got heart medicine over here.
Burada kalp ilaçları var,… ev defibrilatörü.
Keep massaging, and give me the defibrillator.
Masaja devam et ve bana defibrilatörü ver.
I'm gonna use the defibrillator to wake him up.
Ben de defibrilatörle onu uyandıracağım.
Pacemaker, defibrillator… record players, sewing machines.
Kalp pilidir, defibrilatördür… Gromofondur, dikiş makinesidir.
Get the defibrillator ready. Moo-gang.
Şok cihazını hazırlayın. Moo-gang.
Charge. Defibrillator. Paddles.
Pedler. -Defibrilatör. -Şarj oldu.
You have to admit, I was pretty good with that defibrillator. Maybe.
Defibrilatörle çok iyi olduğumu itiraf etmelisin. Ama belki.
Do we have a defibrillator?
Defibrilatörümüz var mı?
An8}defibrillator: gives the heart a strong shock.
An8} DEFİBRİLATÖR: KALBE ŞOK GÖNDERİR.
I got it. Raven, get the defibrillator.
Raven, şok cihazını getir. Bende!
Results: 144, Time: 0.044

Top dictionary queries

English - Turkish