ELECTRICALLY in Turkish translation

[i'lektrikli]
[i'lektrikli]
elektriksel olarak

Examples of using Electrically in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
These machines accelerate electrically charged particles,
Bu makineler elektriksel olarak şarj edilmiş partiküller,
Zapping things electrically, I assume your powers are… Elastigirl.
Bir şeyleri elektrikle çarpmak… elektrik vermek,
The capacitor, while being electrically charged to change its internal energy density,
Kapasitör, iç enerji yoğunluğunu değiştirmek için elektriksel olarak şarj edilirken,
consists of two electrodes separated by an ion-permeable membrane(separator) and electrically connected via an electrolyte.
iki elektrot iyon-geçirgen bir membran( ayırıcı) ile ayrılmış ve elektriksel olarak bir elektrolit ile bağlı oluşur.
you raise its nose electrically and all is well.
Burnunu elektrikle yükseltiyorsun ve her şey yolunda gidiyor.
Supercapacitor electrodes are generally thin coatings applied and electrically connected to a conductive, metallic current collector.
Süper kapasitör elektrotlar genellikle ince kaplamalar uygulanmış ve elektriksel olarak iletken metalik bir akım toplayıcı bağlı.
amounts of positive and negative charge, and is therefore electrically uncharged-and unchargeable.
eksi yükler barındırıyor olarak kabul edilir bu nedenle elektriksel olarak yüksüzdür veyahut yüklenemez.
And on the death certificate… I will write down that death was caused by heart failure… due to electrically induced shock.
Ve ölüm ilmuhaberine elektrik şokundan dolayı kaynaklanan kalp yetmezliğinin sebep olduğunu yazacağım.
The Pak 39 was an electrically fired weapon fitted with a semi-automatic breech mechanism and a 48 caliber long barrel.
The Pak 39 elektrikli ateşlemeli ve yarı otomatik doldurma sistemi olan 48 kalibre namlulu bir top türüydü.
Historically, a farad was regarded as an inconveniently large unit, both electrically and physically.
Tarihsel olarak, bir farad elektriksel ve fiziksel olarak elverişsiz büyüklüğe sahip bir birim olarak kabul edilirdi.
The uniform theory of diffraction(UTD) is a high frequency method for solving electromagnetic scattering problems from electrically small discontinuities
Resmi kırınım teorisi elektriksel küçük süreksizlikler veya bir noktada birden fazla boyuttaki süreksizliklerden
no satellite navigation, no electrically adjustable seats, no… It has no anti-lock brakes,
uydu navigasyon yok, elektrikli ayarlanabilir koltuklar yok… otomatik silecekler yok,
On the luxury front, I have got air-con, electrically adjusted leather seats, stereo.
Elektrikli ayarlanabilir deri koltuğum, stereo müzik sistemim var. lüks taraflarına bakarsak, klimam.
You would motor, electrically, to a vertiport, which may be a few blocks, maybe even a few miles away.
Elektrik motorunu kullanarak, birkaç blok, hatta birkaç km,… uzaklıktaki bir havaalanına gidebilirsiniz.
SF6 or other electrically insulating fluid.
veya diğer elektriksel yalıtım akışkanı olmalıdır.
So here I am in ten dimensions with two pea-brain solutions, electrically and magnetically charged respectively to the C-field.
Şu an on boyutta, iki sabit fikirli çözümle karşındayım, C-alanına göre elektriksel ve manyetik olarak yüklenmiş durumdayım.
It has a metal end split into two parts electrically insulated from each other,
Bu elektriksel olarak birbirinden izole edilmiş iki parça, iki ince çıkıntı metal
the dermal layer(which is electrically conductive) acts as the other plate,
dermal katman( elektriksel olarak iletkendir) diğer plaka gibi davranır
no airbags no satellite navigation, no electrically adjustable seats, no… no automatic wipers,
uydu navigasyon yok, elektrikli ayarlanabilir koltuklar yok… otomatik silecekler yok,
the fact that ice floats enables aquatic organisms to survive beneath it in winter; and its molecules have electrically negative and positive ends, which enables it to form a wider range of compounds than other solvents can.
su moleküllerinin uçları, diğer çözücülerden daha geniş yelpazede bileşikler oluşturabilmesini sağlayan pozitif ve negatif elektrik yüklerine sahiptir.
Results: 56, Time: 0.0382

Top dictionary queries

English - Turkish