HAIRED in Turkish translation

saçlı
hair
haircut
saçlarıyla
hair
haircut
saçlıyı
hair
haircut

Examples of using Haired in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Two strange men and a young dark haired woman? Can you please tell me have you seen?
Rica etsem söyler misiniz, iki tuhaf adam ve koyu saçlı bir kadını gördünüz mü?
80 years old, you're still the short haired, pure, Baek Geum Ja.
80 yaşında ol,… hala kısa saçlı, saf Baek Geum Ja olacaksın.
In the bioworthy ocean, i think i would be looking for uhh… Curly haired, non-princess… To start that again.
Birini arardım. Okyanusun yerinde olsaydım ben de bunu yeniden başlatmak için kıvırcık saçlı, prenses olmayan.
Ever since I was a golden haired little tot paddling about… the ancestor's home in pale-pink pajamas.
Ufakken altın rengi saçlarım olduğundan ve pembe beyaz pijama giydiğimden beri.
I work with Richard Stallman who's the gray haired man of Free Software.
ben Serbest Yazılımın kır saçlısı adam Richard Stallman ile çalıştım.
a Day that will make the children white- haired?
o günün şerrinden ki çocukları bile ihtiyarlatır da saçlarını ağartır?
If you disbelieve, how will you guard yourself against the Day that will make children gray haired.
Eğer inkar edecek olursanız, çocukların saçlarını ağartan bir günde kendinizi nasıl koruyacaksınız?
If you disbelieve, how will you guard yourself against the Day that will make children gray haired.
Peki, inkar ederseniz, çocukların saçlarını ağartan bir günden nasıl korunursunuz?
a Day that will make the children white- haired?
çocukların saçlarını ağartan bir günde kendinizi nasıl koruyacaksınız?
a Day that will make the children white- haired?
çocukların saçlarını ağartan bir günden nasıl korunursunuz?
If you meet the white- haired old lady you know,
O beyaz saçlı ihtiyar hanımla tanışırsan,
who some time ago left Venice and his priest's cassock to lead a decadent life in Paris, together with a young red haired woman from Treviso.
papazlık cübbesini terk edip hovarda bir hayat yaşamak üzere Parise gitmişti iltifatlarına tav olan Trevisolu kızıl saçlı genç bir kadınla.
that he was short, fair skinned, curly haired, round faced and handsome.
kıvırcık saçlı, yuvarlak yüzlü ve yakışıklı olarak tasvir etmiştir.
pandemonium club with her best friend, Simon Lewis, where she sees a blue haired boy and a black haired girl sneak into a storeroom, pursued by two other boys; one armed with what appears to be a knife.
orada birinin elinde bıçak bulunan iki çocuğu takip etmekte olan mavi saçlı bir erkeği ve siyah saçlı bir kızı bir çeşit depoya girerlerken görür.
Curly haired, blonde.
Kıvırcık saçlı, sarışın.
Dark haired, beautiful.
Siyah saçlı, güzel.
The gray haired one.
Gri saçlı olan.
Yes, dark haired guy.
Evet, koyu saçlı eleman.
The young blond haired one.
Şu sarı saçlı olan genç.
Not with short haired girls.
Makyaj yapmış kısa saçlı kızlar var.
Results: 135, Time: 0.0571

Top dictionary queries

English - Turkish