HIM IN THE BACK in Turkish translation

[him in ðə bæk]
[him in ðə bæk]
onu arkaya
in that back
she's in the back
onu arkadan
onu arkasından
in that back
she's in the back
onu geri
that back
he's back
she returns

Examples of using Him in the back in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Stabbed him in the back and ruined his life?
Kalbini kırarak onu arkadan bıçaklayan ve hayatını mahveden biri?
No.- You snuck up from behind him and you shot him in the back.
Hayır.- Arkasından yaklaştın ve onu sırtından vurdun.
This time I will be happy to hit him in the back.
Bu sefer Onu arkasından vuracağım.
Take him in the back.
Onu arkaya alın.
And stabbed him in the back, and ruined his life? Somebody who broke his heart?
Kalbini kırarak onu arkadan bıçaklayan ve hayatını mahveden biri?
You snuck up from behind him,- No. and you shot him in the back.
Hayır.- Arkasından yaklaştın ve onu sırtından vurdun.
You shot him in the back, Eddie.
Onu arkasından vurdun, Eddie.
I saw Bullock take him in the back.
Bullockın onu arkaya götürdüğünü gördüm.
His own man shot him in the back and left him for death on my doorstep.
Kendi adamı onu arkadan vurdu ve ölmesi için benim kapıma bıraktı.
Stabbed him in the back with a spear. Because your closest confidant.
Çünkü en güvendiğin kişi… onu sırtından bir mızrakla bıçakladı.
You shot him in the back.
Onu arkasından vurdun.
Move it. Put him in the back.
Onu arkaya koy. Kıpırdayın!
He tried to get away, so I shot him in the back.
Kaçarken yoruldu, Onu arkadan vurdum.
Put him in the back with the others criminals.
Onu arkaya diğer suçluların yanına koyun.
And first, you stab him in the back to protect Stan Moreno.
İlk yaptığın Stan Morenoyu korumak için onu arkadan vurmak oldu.
Throw him in the back.
Onu arkaya at.
You saw what they did to Bassett-- shot him in the back.
Bassetta ne yaptıklarını gördün… Onu arkadan vurdular.
Let's get him in the back.
Oraya. Onu arkaya atalım.
He ran. I couldn't shoot him in the back.
O kaçtı. Onu arkadan vuramadım.
Let's hide him in the back and guard the entrance.
Onu arkaya saklayalım ve girişi koruyalım.
Results: 126, Time: 0.0604

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish