I'M INVITING in Turkish translation

• davet ediyorum
• çağırıyorum
• çağırdım

Examples of using I'm inviting in English and their translations into Turkish

Who said I'm inviting you? Food and fun in a festive atmosphere Casa Bonita?
Casa Bonita! Seni davet ettiğimi kim söyledi?

Who said I'm inviting you? Casa Bonita!
Casa Bonita! Seni davet ettiğimi kim söyledi?

Food and fun in a festive atmosphere Casa Bonita… Who said I'm inviting you?
Casa Bonita! Seni davet ettiğimi kim söyledi?

I'm inviting you. I'm making breakfast.
Ben davet ediyorum. Kahvaltı hazırlıyorum.

Who said I'm inviting you?
Seni davet ettiğimi kim söyledi?

But I'm inviting myself. She didn't invite me.
O davet etmedi ama kendi kendimi ettim..

Come on, I'm inviting you.
Hadi ama, seni ben davet ediyorum.

I'm inviting you to join our club and be a clean teen.
Seni kulübümüze katılmaya ve temiz bir genç olmaya davet ediyorum.

Even if it takes 50 years, I'm inviting you to the wedding.
Elli yıl bile geçse yine de sizi düğüne çağıracağım.

I'm inviting Jane to be my partner to the May Ball.
Janei Mayıs Bal0suna davet edeceğim.

In view of your loyal nature, I'm inviting you to join my Army of Justice.
Sadık tabiatına bakarak seni, Adaletin Ordusuna katılmaya davet ediyorum.

And I'm inviting you to stay here with me.
Ve sizi de benimle birlikte olmaya davet ediyorum.

Then I'm inviting you for supper.
O zaman akşam yemeğine davet ediyorum.

I'm inviting Frank and Marsha.
Frank ve Marshayı davet ettim.

I'm inviting some intimacy buffers.
Dengeleyici husumetler davet ediyorum.

I'm not inviting you, I'm inviting Kate.
Seni değil, Katei davet ediyorum.

I'm not inviting you, I'm inviting Kate.
Seni degil, Katei cagiriyorum.

I'm inviting you for breakfast.
Seni kahvaltıya davet edecektim.

I'm inviting Sweetu and Rohit for dinner.
Rohit ve Sweetuyu davet edeceğim.

I'm inviting you to come over and look at my Renoir.
Seni evime gelmeye ve Renoirıma bakmaya davet ediyorum.