IN A LIBRARY in Turkish translation

[in ə 'laibrəri]
[in ə 'laibrəri]
kütüphanede
library
librarian
kütüphaneye
library
librarian
kütüphanedeki
library
librarian

Examples of using In a library in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You're not in a forest. You're in a library.
Ormanda falan değilsiniz, bir kütüphanedesiniz.
Found it in a library that was still standing.
Hâlâ yerinde duran bir kütüphanede buldum.
Proof I belong in a library and not on a… Battlefield.
Bu da benim yerimin kütüphane olduğunu kanıtlıyor.
But you're not in a forest, you're in a library.
Ormanda falan değilsiniz, bir kütüphanedesiniz.
We're in a library in the City of Limbo by the Land of the Dead.
Ölülerin Toprağındaki Araf Şehrinde bir kütüphanedeyiz.
I have never worked in a library before, but isn't this a lot of security for some books?
Daha önce hiç kütüphanede çalışmadım. Kitaplar için çok fazla güvenlik var mıdır?
I have never worked in a library before, but isn't this a lot of security for some books?
Daha önce hiç kütüphanede çalışmadım, ama kitaplar için bu kadar güvenlik çok değil mi?
You give me the impression of someone who's cloistered away in a library, doing research
Bana kütüphaneye kapanmış biri izlenimi veriyorsun araştırma yapan
you wanted to write a novel, and you ended up cataloguing old books in a library.
tutkun vardı roman yazmak istiyordun kütüphanedeki kitapları kurcalarken kendini bitirdin.
you had dreams and ambitions,- So what? and you ended up cataloguing old books in a library.
tutkun vardı… roman yazmak istiyordun… kütüphanedeki kitapları kurcalarken kendini bitirdin.- Öyleyse?
Because the Hotel Denouement is not organized like a hotel at all. Finding someone here is as easy as finding a book in a library.
Burada birini bulmak, kütüphanede kitap bulmak kadar kolaydır çünkü Denouement Oteli, hiç de otel gibi düzenlenmemiştir.
Finding someone here is as easy as finding a book in a library because the Hotel Denouement is not organized like a hotel at all.
Burada birini bulmak, kütüphanede kitap bulmak kadar kolaydır çünkü Denouement Oteli, hiç de otel gibi düzenlenmemiştir.
We're more likely to see a panda bear walking down the street then see one of these hustlers in a library.
Sokakta yürüyen bir panda görmemiz bu üçkâğıtçıları kütüphanede görmemizden daha muhtemel.
Yes but If all we have rests on a few moments in a library three and a half years ago, then I'm not sure.
Evet, ama… Aramızda yaşananlar sadece üç buçuk yıl önce… kütüphanede geçirdiğimiz birkaç dakika, bilmiyorum.
It's just they haven't had time to talk, because they're at a meeting or in a library.
Konuşacak vakitleri olmamış çünkü toplantıda ya da kütüphanedeler.
We're in a library.
Bir kütüphanedeyiz.
Are you in a library?
Kütüphanede misiniz?
Laugh out loud in a library.
Kütüphanede yüksek sesle gül.
We are in a library.
Biz de kütüphanedeyiz.
You had sex in a library?
Kütüphanede seks mi yaptım?
Results: 3854, Time: 0.0404

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish