INVADERS in Turkish translation

[in'veidəz]
[in'veidəz]
işgalciler
invasion
occupation
invade
occupy
conquered
overrun
invaders
saldırganlar
aggressive
attacker
violent
assailant
offensive
hostile
vicious
aggressor
unsub
shooter
istilacıları
i̇stilacılar
i̇şgalciler
invasion
occupation
invade
occupy
conquered
overrun
işgalcilere
invasion
occupation
invade
occupy
conquered
overrun
işgalcileri
invasion
occupation
invade
occupy
conquered
overrun
saldırgan
aggressive
attacker
violent
assailant
offensive
hostile
vicious
aggressor
unsub
shooter

Examples of using Invaders in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Poland, the invaders' route to Russia, obsessed Stalin.
İstilacılar Rusyaya sevk edilirken, Polonya, Stalinin aklına takılmıştı.
They defended their country against the invaders.
Onlar istilacılara karşı ülkelerini savundular.
He said he was part of an important plan to defeat the invaders.
Çocuk istilacıları alt etme planının önemli bir parçasıymış.
Invaders from Mars!
Marslı istilacılar.
Pete, we're killing the Hamilton Invaders line.
Pete, Hamilton Invaders serisini sonlandırıyoruz.
Tebas needed walls against invaders.
Tebasin işgalcilere karşı duvarlara ihtiyacı vardı.
German Fascist invaders without declaring war have insidiously invaded our homeland.
Faşist Alman İşgalciler savaş ilan etmeksizin yurdumuzu sinsice işgal etmişlerdir.
The invaders came out of nowhere
İstilacılar birden ortaya çıktılar
And when he does, we're one step closer to defeating the invaders.
Bulduğunda da, istilacıları mağlup etmeye bir adım daha yaklaşacağız.
And most of us imagined we were Earth's first line of defense against alien invaders.
Ve çoğumuz uzaylı istilacılara karşı bizim Dünyanın ilk savunma hattı olduğumuzu düşündük.
We can do nothing else, those invaders are isolating us.
Başka hiçbir şey yapamayız, o istilacılar bizi izole ediyor.
Corporate Invaders? It's not exactly high art.
Pek yüksek sanat değil. Corporate Invaders.
Invaders… of my universe… you are doomed.
İşgalciler… benim evrenim… kaderine terkedilmiştir.
The people rose up against the invaders.
İnsanlar işgalcilere karşı yükseldi.
The invaders are setting up drilling machines to tap the heat at the Earth's core.
İstilacılar Dünyanın çekirdeğinden ısı çekmek için matkaplar kuruyor.
Something to stop invaders from the south?
Güneyden gelen işgalcileri durdurmak içim bir şeyler mi?
In Eoferwic, the Saxon people rose up against their invaders, the brothers Erik and Sigefrid.
Eoferwideki Sakson halkı istilacıları Erik ve Sigefrid kardeşlere karşı ayaklandı.
He fought at my side against the invaders.
Benimle birlikte istilacılara karşı savaştı.
Invaders from the north.
Kuzeyden gelen istilacılar.
Invaders create Avengers.
İstilacılar, İntikamcıları yaratır.
Results: 302, Time: 0.0649

Top dictionary queries

English - Turkish