LEARNER in Turkish translation

['l3ːnər]
['l3ːnər]
öğrenirim
i will find out
i will learn
i will know
see
do i find out
i will catch up
do i learn
i would learn
i'm gonna learn
i will figure out
learner
öğrenci
student
cadet
pupil
disciple
kid
öğreniyor
learning
finds out
is studying
öğrenen birisiydi
öğrenen
to know
learned
found out
study

Examples of using Learner in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I'm a really fast learner.
Gerçekten çabuk öğrenen biriyim.
But I'm a real fast learner.
Ama ben çabuk öğrenirim.
I'm a very fast learner.
Çok hızlı öğrenirim.
Learner drivers everywhere need you.
Her taraftaki acemi sürücülerin sana ihtiyacı var.
Are you ready, learner?
Öğretici, hazır mısın?
My young Padawan learner. We will not exceed our mandate.
Biz zorunluluklarimizin sinirini asmayacagiz… Benim genç Padawan ögrencim.
Pretty fast learner, though, right?
Ama hızlı öğreniyorum, değil mi?
Fast learner. It runs in the family.
Hızlı öğreniyorsun. Bu özelliği ailenden almışsın.
It runs in the family. Fast learner.
Hızlı öğreniyorsun. Bu özelliği ailenden almışsın.
Janel, I know you have two PhDs, and you're a very quick learner but.
Janel, iki doktoran ve çabuk öğrendiğini biliyorum ama.
Fast learner.
Hızlı öğreniyormuş.
But I'm a very quick learner.
Ama cabuk kaparim.
I'm just a really quick learner.
Ben çok hızlı öğreniyorum işte.
Right? I was just telling your mom you're a pretty quick learner.
Değil mi? Annene çabuk kavradığını söylüyordum ben de.
And I know I don't have retail experience, But I'm a-a really quick learner, and… I don't know about long-term.
Satış tecrübem olmadığını biliyorum ama çabuk öğrenirim ve uzun dönemi bilmiyorum ama şu anda Pauliede olmam gerek.
So here's Dean Learner, playing Thornton Reed,
Şimdi, Dean Learner burada ve Thornton Reedi oynuyor.
I'm a really fast learner, so get ready to put the baby pedal to the daddy metal.
gerçekten hızlı öğrenirim, yani hazır ol, bebek pedalını baba metaline koyarım.
Mr. Learner, this is not a conversation that I think you should be having with your attorney.
Bay Learner, bence bu avukatınızla yapmanız gereken bir konuşma değil.
And I wanna have my own lot one day, so I would work really hard for you. I understand, but I'm a really fast learner.
Anlıyorum, Ama gerçekten çok çabuk öğrenirim… ve tek bir izin günü istiyorum, bu yüzden sizin için çok çalışabilirim.
No, but I am a very fast learner, and I could, you know… Hello?
Hayır ama, çok hızlı öğrenirim… isterseniz… Alo?
Results: 62, Time: 0.0982

Top dictionary queries

English - Turkish