Examples of using Mating in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
After mating, the male leaves the female alone to raise the cub.
Çiftleşmeden sonra erkek dişiyi yavruları yetiştirme görevi ile Yalnız bırakır.This body is purely for mating.
The adults are solitary in nature, coming together only for mating.
Karıncayiyengiller genelde Yalnız yaşar ve sırf çiftleşmek amaçlı birleşirler.It's at this toughest time of the year that the female jaguar is ready for mating.
Şimdi yılın en zorlu zamanı ve dişi jaguar çiftleşmek için hazır.Hunting, working, mating. Everything's for the first time.
Her şey ilk defaymış gibidir… Avlanmak, çalışmak, çiftleşmek.working, mating.
çalışmak, çiftleşmek.working, mating.
çalışmak, çiftleşmek.Moses has stopped mating.
Moses çiftleşmeyi bıraktı.Over time, the male and female… continue to practice the physicality of mating.
Zaman içinde erkek ve dişi çiftleşmenin fiziksel boyutunu çalışmaya devam ediyor.You mean mating.
Sen çiftleşmeyi kastediyorsun.It's about mating.
Çiftleşmeyi konu almışlar.Although… in some species of praying mantis, the female eats the male headfirst during mating.
Gerçi peygamberdevesinin çiftleşmesinde dişi, erkeğin kafasını yer.The drones die within minutes of mating.
Erkek arılar çiftleştikten dakikalar sonra ölürler.Not a Spider Woman like a Black Widow spider who kills and eats the male after mating.
Çiftleştikten sonra erkeğini öldüren kara dul gibi Örümcek Kadın değil.Clearly a bad sign amongst mating humans.
Çiftleşen insanlara göre açıkça kötü bir işaret.Mating starts in late autumn
Çiftleşmeler sonbaharın ikinci yarısında başlarYou don't blow a shark mating whistle on dry land!
Köpekbalığı çiftleştirme düdüğünü kuru alanda çalmayacaktın!In the Northern Hemisphere, mating is reported from December to June.
Kuzey Yarımkürede eşleşmenin Aralık ila Haziran ayları arasında olduğu kaydedilmiştir.Gerry knows. He watched animals mating.
Hayvanların çiftleşmelerini izledi. Gerry bilir.He watched animals mating. Gerry knows.
Hayvanların çiftleşmelerini izledi. Gerry bilir.
